29 Mart 2012 Perşembe

Milliyet Cadde: Uma'nın Fendi Robert'ı Yendi

Hak ettiği kadar ilgi görmedi ‘Bel Ami’. Robert Pattinson vampir Edward’ın gölgesinden kurtulamadığı için mi, yoksa filmdeki konular istemesek de hâlâ geçerli olduğu için mi? 

 Hem kadınların, hem de erkeklerin birlikte keyifle izleyebileceği film sayısı giderek azalıyor. Erkekler aksiyon filmleriyle, kadınlar romantik komedilerle kafa dağıtıyor. ‘Bel Ami’, son zamanlarda izlediğim en herkese hitap edebilecek film.

 ‘Pan Am’ dizisinin setinde ilk Christina Ricci’den dinlemiştim ‘Bel Ami’yi. Ricci, dönem filmlerinin,dizilerinin her zaman çok ilgi çektiğini anlatmıştı.”Hepimiz zaman zaman ben bu devrin insanı değilim, keşke şu zamanda yaşasaydım demiyor muyuz?” demişti. Nedense o zaman ben ‘Alacakaranlık’ın heyecanıyla Robert Pattinson hakkında sorular sormuştum, Ricci de rol arkadaşını öve öve bitirememişti. Oysa filmin yıldızı vampir Edward olarak tanıdığımız Robert Pattinson değilmiş. Filmi en başından Uma Thurman alıp götürüyor. Daha önce onu hiç görmediğimiz kadar güzel ve seksi. Christina Ricci ve Kristin Scott Thomas da çok başarılı. Filmdeki kadınlar da kostümler de müthiş. Bu 3 güçlü kadın oyuncunun yanında Robert Pattinson zayıf kalıyor. Bazı film eleştirmenleri bu filmle Pattinson’ı yerden yere vurmuş. “O kadar da değil” demek istiyorum.

 Guy de Maupassant’ın yazdığı hikaye 19’uncu yüzyılın sonunda Paris’te geçiyor. Filmde yoksulluktan gelen bir adamın yükselmek için nasıl her şeyi yapabildiğini, yükseldikçe de gözünün doymadığını ve daha da çok şey istediğini görüyoruz. Yükselmek için doğru bağlantılar gerektiği, bir erkeği ikna etmek için önce karısını tavlamak gerektiği, kadınların kocalarını daha kolay ikna edebildikleri, seksin gücü ve gazetecilerle politikacıların ilişkileri anlatılıyor. Sonuç, zaman geçiyor, ama aslında değişen bir şey yok.

Milliyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder