15 Şubat 2015 Pazar

'Life' Prodüksiyon Notları


LIFE

Yönetmen: Anton Corbijn
Oyuncular: Robert Pattinson, Dane DeHaan, Joel Edgerton, Alessandra Mastronardi, Stella Schnabel, Ben Kingsley
Senaryo: Luke Davies
Yapımcılar: Iain Canning, Emile Sherman, Christina Piovesan

Robert Pattinson, Dennis Stock'u canlandırıyor. Projeyi beğenmesinin sebebi "tarihin ilginç bir dönemini anlatması ve James Dean gibi önemli birini ilginç bir şekilde ele alması"ymış. "Filme katılmaya karar vermeden önce uzun bir süre boyunca senaryoyu okudum," diyor, kendisi "hikayenin zarif ve şairane bir şekilde anlatılmasından" etkilenmiş. Ayrıca kendi yaşlarında biriyle başrolü paylaşmak da cazip gelmiş ve Robert, film hakkında konuşmak için Anton Corbijn ve Luke Davies'le buluşmuş. "Kararım, Jimmy'i kimin canlandıracağına bağlıydı." Robert, Anton'un öylesine "James Dean" görünümlü birini seçmeyecek biri olduğunun düşündüğünü fakat Dane DeHaan ismini duyduktan sonra bundan emin olduğunu vurguluyor (Kendisinin James Dean'i canlandırma fikrine ise gülüyor: "Ah, hayır. Milyon yıl geçse olmaz. Dane bayağı cesur.")

Anton ve prodüktörler filmde DeHaan'ı görmek istidiklerinden nasıl eminlerse, Robert'ın rolünden de bir o kadar eminlerdi. Anton "Rob zaten rol için aklımdaydı, onunla buluştuktan sonra da başka oyuncu arayışına hiç girmedim," diyor. Yönetmen ayrıca Rob ve DeHaan'ın "böylesine farklı aktörler olmalarını" beğenmiş, "oynadıkları roller açısından çok iyi oldu. Ayrıca arkadaş olduklarını da hayal edebilirsiniz çünkü çok farklılar ve dostluklarının ilginç yönü de bu - birbirlerine kişiliklerinde olmayan bir şeyler katıyorlar."

Yazar Luke Davies, oyuncuların isimlerinin onun için "hayallerinin haberi" olduğunu söylüyor. Pattinson'ın The Rover'daki performansının "inanılmaz" olduğunu ve onun Dennis rolüne de çok yakışacağını söylüyor. Dane DeHaan ise "Robert'ın böyle filmlere bu kadar cesurca atlamasını takdir ediyorum. Kendini bir sanatçı olarak geliştiriyor ve onunla bu süreçte beraber olduğuma memnunum."


Iain Canning ise Robert'ın "1940'lardaki gibi romantik idol konseptini gerçekleştirmekle pek ilgilenmediğini, daha çok, çok katmanlı ve karışık rollerin hakkını vermek istediğini" gözlemlemiş. Canning "Robert'ın Alacakaranlık filmleriyle gelen ününden itibaren tüm hayatı boyunca gördüğü fazla ilgiye rağmen, ününün doruklarında olan birini fotoğraflayan bir fotoğrafçı rolünü oynamasını çok ilginç" buluyormuş. Christina Piovesa koşulları şöyle yorumluyor. "Her zaman fotoğrafların merkezinde yer alan genç bir aktör olarak, şimdi işin diğer yanında yer alıyor. Çok heyecan verici."

Robert, rolünün görünümünü oldukça ciddiye almış. Iain "Rob, karakterinin görüntüsünün detaylarını inceleyip ortaya düzgün bir iş koymayı kafasına taktı," diyor. Robert, karakterinin sanatına olan ilgiden bahsediyor. "Filme başlamadan birkaç ay önce, Stock'un kullandığı Leica kamerasıyla çekimler yapmaya başladım." Geleneksel fotoğrafçılığı ölmekte olan bir sanat olarak tanımlıyor ve "Dijital fotoğrafçılıkla karşılaştığında, geleneksel fotoğrafçılık daha bir güzel geliyor çünkü fotoğraf çekerken zorlama olmaz. Elinizdeki iPhone'la bir fotoğraf çekip de üstüne efekt ekleyerek fotoğraf çekmiş olmazsınız." Robert hatta kılavuzluk etmeleri için Leica'nın ofisine bile gitmiş ama "güzel fotoğraflar çekmek zaman isteyen bir iş, iyisini çekmek ise daha da zor," diyor. Yine de oynadığı karakterin dünyasını tanımak istemiş; hem profesyonel hem de kişisel yönünü.

Canning, "Rob rolünü ortaya koyarken Dennis'in duygusal iniş çıkışlarını yakalamanın önemine ve yaşadığı dönemde 27 yaşında birinden artık bir yuva kurması ve düzenli bir hayat yaşaması beklentisi oluştuğuna vurgu yaptı ama Dennis Stock böyle bir hayat yaşamıyordu." diyor. Dennis hayatta bir yer etmek için çabalıyordu. Canning, Robert'ın performansına yansıttığı enerjiye vurgu yaparak, "güzel bir empati kokteyli" sunuyor, "yuva kurma ve düzenli bir hayat sürme beklentilerine " ve "baba olmak konusunda yaşadığı duygusal çatışamalara" karşı karakterinin dayanıklılığına "masumiyet," katıyor. Karakter babalık değerlerine karşı başarının bedeli ile çatışıyor.

Robert, karakterindeki çatışmadan ve onun ebeveynliği reddetmesinden etkilenmiş. "Dennis Stock'un kötü bir baba olarak yazılmasını sevdim. Sürece veya James Dean'a rağmen, genelde bir filmde küçük bir çocuğu olup da çocuğunun, kendi sanat hayatını veya olmak istediği şeyi kısıtladığını düşünen ve bu konuda açık fikirli olan birini görmek pek mümkün değildir. Bu konu senaryoda açıkca ele alınmış." Ardından ekliyor. "7 yaşında bir çocuğumun olması fikri de bana ilginç geliyor. Bu şey, benim yaşımdaki insanlara pek sık olan bir şey değil."

Dennis ayrıca kendi profesyonel yönünü de sorguluyor. "Yaptığı iş paparazziliğin bir tık üstündeydi, ekonomik nedenlerden dolayı reklam fotoğrafçısı olmaya zorlanmıştı ve çektiği fotoğraflarda sanatsal esnekliğini konuşturamıyordu. Sadece kendisine söyleneni yapıyor ve bu da onu biraz bunaltıyor. Uzun süredir Los Angeles'ta yaşıyor ve hayatını boşa geçirdiğini düşünmeye başlıyor. Yaşı 30'a yaklaşmasına rağmen henüz bir şey ortaya koymuş değil, parası yok ve New York'taki ailesiyle de bağını kesmiş," diye anlatıyor Robert.

Ama James Dean'in güvenini kazanmak hala Dennis'in yaşadığı zorluklardan biriydi. Eninde sonunda James ona bir şans verdi ama bunu yapmak zaman aldı. Sarf edilen efor buna değmişti. "Dennis, Jimmy'nin eskisinden daha da hızlı bir şekilde ün kazanacağını fark etmişti," diyor Robert. "Bana kalırsa Dennis'in en büyük problemi işinin değerini bilememesiydi. Jimmy'le tanışmadan önce gayet iyi fotoğraflar çekiyordu ama çektiği o fotoğrafları hiçbir şekilde ciddiye almadı, ödüllendirilmedi de." Fotoğrafçılık işi belki de Dennis'e büyük beğeni getirecekti fakat daha önemlisi, "çünkü Jimmy onu [Dennis] seviyordu ve fotoğraflarını da beğeniyordu, bu da Dennis'in kendisi bir sanatçı gibi hissetmesini sağlıyordu çünkü Jimmy'nin işine çok saygı duyuyordu."

Christina Piovesan anlatıyor. "Anton Corbijn'in karanlık odada Rob'la konuştuğu zamanı hatırlıyorum; Rob, Stock rolüyle Times Square için James Dean'in ikonik bir fotoğrafını tab ettiriyordu. Anton, Rob'a rehberlik ediyordu ve o kadar neşeli, rahat hissediyordu ki. Kendi tutkusunu Rob'a bu şekilde aktarmasını görmek heyecan vericiydi."

Robert, DeHaan'ın "Jimmy karakterine tam olarak oturduğunu" düşünüyor. "Jimmy'nin yapmacıklığını Dane'in performansında görebilirsiniz."

Christina, açık havadaki çekimlerden bahsediyor. "Filmde çiftliğin dışında çekilmiş birçok sahne var ve tüm ekip sadece gözleri açıkta kalacak kadar kalın giyinmişken Rob ve Dane incecik dönem kıyafetlerini giyiyorlardı. Anton'la o havada çekim yapmak için çok cesur olmalıydılar. Çevre fazlasıyla kötüydü ama filmde bunu fark edemezsiniz bile. Bu da onların ne kadar profesyonel olduklarının bir kanıtı." Kötü şartlara rağmen, oyuncular görevlerini yerine getirdi, ekip ise çok azmetti. "Çiftlikteki hayvanların arasında geçen bir sahne var, Dennis'in fotoğraf çekerken James'in bongo çaldığı. Öyle bir manzaraydı ki, Dane'in parmakları donmasına rağmen hala bongoyu çalmaya uğraşıyordu. İnekler ve domuzlar koşuşup duruyorlardı, Rob ise Dane'i yakalamaya çalışıyordu, o kadar komikti ki. Fakat diğer yandan tüm ekip donuyordu, o havada çalışmak inanılmaz zorluydu."

Çeviri: Nur Güven
RPLife

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder