The Rover için röportaj yaptığımızda, "Neredeyse haftalardır üzerimdeki çeketi giyiyorum," diyor 28 yaşındaki Robert Pattinson.
Basit bir ceket, gömlek ve pantolon giyen Alacakaranlık'ın yıldız oyuncusu birilerinin kıyafetlerini çaldığını söylüyor. "Buna anlam veremiyorum," diyor. "Hani South Park'da bir bölüm vardır bilir misiniz, iç çamaşırı cinlerinin herkesin çamaşırlarını çaldığı? Sanırım onlar bana da musallat oldu. Bu yüzden sürekli üniforma gibi aynı kıyafetleri giyiyorum."
Kıyafetlerinin nerede olduğunu bilmediğini itiraf ediyor. "Kolilerin içinde bir yerlerde olduğuna eminim... biliyorum kulağa çok saçma geliyor ama nerede olduklarını bulamıyorum."
Alacakaranlık'tan bu yana farklı mekanlarda film çeken İngiliz oyuncu Los Angeles'ın artık evi olduğunu söylüyor, en azından şimdilik.
Ve merak edenler varsa Robert, Los Angeles'daki evini sattığını belirtiyor. "Kısa sürede anladım ki musluk tamir etmekten ya da ona benze ev işlerinden anlayacak kadar yaşlı değilim."
Ona artık evsiz mi olduğunu sorduğumuzda, "Pek sayılmaz. Yaklaşık altı aydır arkadaşlarımın evlerini kullanıyorum, ki bu da oldukça güzelmiş," diyor.
Alacakaranlık çılgınlığı sona ereli iki yıl oldu, Robert bu konuda bizimle şunları paylaşıyor: "Dürüst olmak gerekirse [iki yıldan] çok daha uzun bir süre olmuş gibi hissettiriyor... aşamalı bir süreçten geçtik. Sanırım yaş aldıkça yaptığınız her film biraz daha özgüvenli oluyor..."
Ve ekliyor, "İnsanlar yeni filmlerimi izlediklerinde ne tepki verecekler çok merak ediyorum çünkü biliyorsunuz son zamanlarda biraz soyut filmler yapıyorum. Yani merak ediyorum Alacakaranlık severler The Rover'ı nasıl karşılayacaklar. Umarım hoşlarına gider."
Etrafta Alacakaranlık hayranları olmadan Avustralya'da The Rover'ı çekmenin hoş bir kaçış olup olmadığını sorduğumuzda Robert şöyle cevaplıyor, "Kesinlikle hoş bir kaçıştı... Sadece etrafta peşimde olan insanlar olmadığı için değil tamamen hiç kimse olmadığı için çok sevdim. Odaklanmamı çok daha kolaylaştırdı. İnanılmaz derecede huzurlu ve rahatlatıcıydı."
Robert aynı zamanda Maps To The Stars'ta da rol alıyor. Filmdeki rolünü şöyle açıklıyor, "Rolüm, filmin senaristi Bruce Wagner'ın kötü bir kopyası gibi çünkü o da bir zamanlar Los Angeles'ta limuzin şoförlüğü yapmış. Çok fazla şey yazmış ve bunlardan bir sürü fikirler üretmiş, yani Maps To The Stars'taki en normal kişi aslında o, fakat aynı zamanda biraz fırsatçı da. Aktör ve yazar olmak istiyor ama aslında bu konuda o kadar da yetenekli değil. Los Angeles sahtekarlarından biri gibi."
Rol seçimleri hakkında Robert şunları söylüyor, "%50'si hayran olduğum yönetmenlerle çalışma isteğine dayalı. Bu konu hakkında çok düşünüyorum ama eğer yönetmeni için bir filmde yer almak istiyorsam küçük roller olması beni daha çok rahatlatıyor. Fakat bir başrolde rol alıyorsam o zaman farklı bir şeyler denemek istiyorum, ki bu da normal hayatıma yansıyor."
"Benim için imkansız olan şeyler yapmak istiyorum. Sonrasında bu durumun beni gerçek hayatımda çok daha olgun biri yapacağını düşünüyorum. Yani en azından bunu yapmaya çaba gösteriyorum."
Blogumuz adına çeviriyi yapan: elwiens
Kaynak linki belirtilmediği sürece blogumuzdan çeviri alınması kesinlikle yasaktır.
Kaynak | RPLife
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder