28 Mart 2011 Pazartesi

Dark Magazine Röportajı

"Hayvanlarla çalışırken insanlarla çalıştığımdan daha iyi hissediyorum."

Alacakaranlık sayesinde ün kazandıysanız, birde genç ve yakışıklı bir aktörseniz sonsuza kadar çıkış yaptığınız bu rolle anılacaksınız demektir. Fakat Robert, yeteneğini sürekli setlerde çalışarak ve Edward Cullen'dan tamamen farklı karakterleri oynayarak pekiştiriyor. Bir dram filmi olan Remember Me'den sonra, bu sefer farklı bir aşk hikayesinde onu Oscar ödüllü Reese Witherspoon (Walk the Line) ve Christoph Waltz (Inglourious Basterds) ile birlikte izleyeceğiz. Dark Magazine'e Jacob'ı canlandırıken edindiği alışılagelmemiş deneyimden bahsetti; genç adam yaşadığı aile trajedisinden sonra veterinerlik eğitimini yarıda bırakır ve bir sirke katılarak hayatının yönünü değiştirmeye karar verir. Sonra genç bir kadına, Marlena'ya ve sürpriz bir şekilde bir file, Rosie'ye aşık olur. 1930ların Amerika'sında geçen bu hikaye 4 Mayıs'ta (Fransa için) sinemalarda olacak.

Selam Robert, biraz Jacob hakkında konuşabilir misin? Jacob kimdir? Nasıl oldu da bir sirke katılmaya karar verdi?

Jacob, Cornell Üniversite'sinde veterinerlik okuyan bir öğrenci ve son sınavına girdiği sırada ailesinin bir trafik kazasında öldüğü haberini alır. Tüm dünyası birkaç ayda yerle bir olur. Herhangi bir iş bulma amacıyla garda hareket halindeki eski bir trene atlar, sonra fark eder ki bindiği tren bir sirk trenidir. Daha ilk gününde Marlena'yı görür ve artık orda kalıp sirk hayatının bir parçası olmak istemesinin iki ana nedeni olduğunu anlar. Bu yeni yaşama adapte olmaya çalışır ve Marlena'ya aşık olur. Ve birde her şeyi batırmayı başarır! [Gülüyor]

Jacob'ı nasıl tanımlarsın?

Jacob sirk hakkında hiçbir şey bilmeyen biri. İlk başlarda biraz içine kapanık fakat aslında nasıl idealist biri olduğunu biliyor. Ama kısa bir sürede fark ediyor ki büyük bir ekonomik krizin ortasında keşfettiği bu dünya, içindeki azıcık umut parçasını da yok edecek. Aynı zamanda August'un ne kadar tehlikeli biri olduğuna anlıyor. Aslında Jacob hayatın pek çok yönüne şahit oluyor, hikaye boyunca bir çok zorlukla karşılaşıyor ama sonunda ne olursa olsun idealist yanını kaybetmediğini fark ediyor. Ve bu da Marlena’nın harekete geçme ve Jacob’ın peşinden gitme cesaretini gösterme sebebi. August sadece görünüşünden ibaret. Eğer soğuk ve kötü bir adam gibi davranmazsa dünyasının ters yüz olacağını düşünen biri. Ama Jacob olayları çok daha farklı görüyor. Onun hayat görüşü August’unkinden çok farklı.

Karakterinle kolayca kaynaşabildin mi?

Evet. Dürüst olmak gerekirse, hayvanlarla çalışırken insanlarla çalıştığımdan daha iyi hissediyorum. Her hayvanın bir zayıf noktası olduğunu fark ettim. Mesela fillerin sevgisini kazanmak için tüm ihtiyacın olan şey birazcık nane şekeri. Sonra fark ettim ki eğer elinde biraz elma suyu varsa zürafalara istediğin her şeyi yaptırabilirsin. Bu hayvan eğitmenlerini bile hayrete düşüren bir şeydi. Sette 6 aylık dişi bir zürafa vardı, ne yaptılarsa hiçbir isteklerini yerine getirmedi. Onu her tarafımda elma sularıyla ziyarete gittikten sonra her gittiğim yerde beni takip etmeye başladı. Ve herkes “Bunu nasıl yaptın? Neden senin her dediğini yapıyor?” diye soruyordu.


Sara Gruen’in Water for Elephants romanını daha önce okumuş muydun?

Rolü kabul etmeden önce okumamıştım, ama başlar başlamaz elimden bırakamadım. Alacakaranlık’ın yeniden çekimlerine gittiğim sırada uçakta okuyordum ve yanımdaki adamda o gün aynı kitabı okuyordu. Dönüş yolculuğumda ise yine yakınlarımda oturan biri kitabı okuyordu! Bu gerçekten çok garipti. Kitabın Amerika’da çok sattığını biliyordum fakat sanıyorum ki kitap başka ülkelerde de çok okunuyor. Sanki Alacakaranlık kitaplarıymış gibi hissettim. Serinin ilk filmi çekmeye başladığımızda pek çok insan kitabı yeni keşfediyordu. Sonra roman aniden çok satmaya ve popüler olmaya başladı. Daha önce birkaç insan Water for Elephants’ı duymuştu ve aniden ağızdan ağza yayılarak herkes kitabı okudu.

Filmdeki konumun Alacakaranlık’takinden çok farklı. Bu ilgi çekici ve heyecan verici bir deneyim miydi?

İnanılmazdı. Böyle harika aktörlerle çalışmak şahaneydi. Film için imzayı attığımda aslında ne bekleyeceğimi bilmiyordum. Sonra, fil Tai’yle tanıştım ve bu o kadar inanılmazdı ki bu filmi kesinlikle yapmak istedim! [Gülüyor] Daha ilk gününden itibaren bu inanılmaz bir deneyimdi. Hepimiz bu projeye kalpten bağlıydık ve setteki herkes filmin olağanüstü olacağına inanmıştı.

Ee Tai’yle çalışmak nasıldı, ona aşık oldun mu?

Neredeyse! [Gülüyor] Çekimlerin sonunda ondan ayrılmak zorunda olduğum için çok üzgündüm. Olağanüstü bir karizması var. Bu garip - aslında bütün filler bu kadar büyük olduğu için aynı etkiye sahip olmalılar. Onların yanındayken kendinizi çok dertsiz hissediyorsunuz. Rahatlıkla bütün günümü Tai’nin yanında oturarak geçirebilirdim. Ve bu ilk günlerde yaptığım bir şeydi. Her zaman onun yanında oturup, bütün gün orada kalıyordum. Onun sizi ezmesi ya da incitmesi mümkün değil çünkü sizin her zaman tam olarak nerede olduğunuzu biliyor. Bütün bu hayvanlar müthiş kişiliklere sahipler – en azından Tai öyle. O çok sevimli.

Set sırları

Kitap Fransa’da çok bilinmediği için haberiniz yoksa, Hollywood’ın gözde aktörleri Jacob rolü için savaştı: Channing Tatum (GI Joe, Cher John), Emile Hirsch (Into the Wild) ve Andrew Garfield (The Social Network, Spiderman) seçmelere katıldı ama rol Robert Pattinson’ın oldu. Reese Witherspoon ve Robert daha önce Vanity Fair’de beraber oynamışlardı. Water for Elephants’ta gizli aşıklar ama Vanity Fair’de Reese Robert’ın annesiydi!

Dergi taramaları;

imagebam.com imagebam.com imagebam.com

Fransızca'dan İngilizce'ye çeviri:

RPattzRobertPattinson via PattinsonLife

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder