23 Ağustos 2013 Cuma

Glamour İspanya Röportajı (Eylül 2013)

ROBERT PATTINSON'IN KARŞI KONULMAZ SEKSİ CAZİBESİ

Kendisi günümüz sinemasının en cezbedici görünüşlerinden birine sahip. Vampir geçmişinden kurtulan genç aktör, Dior Homme da dahil, yeni hayatının ilk bölümüne özgürlüğün simgesi haline gelmiş biri olarak başlıyor.

Robert Pattinson kendisinin mükemmel erkek olmadığını iddia etse de neredeyse öyle. Milyonlarca hayranı buna zaten inanıyordu fakat yeni Dior Homme reklamını gördükten sonra biz de inandık. Pattinson (Londra, 1986) Alacakaranlık Efsanesi ile kavuştuğu ününe rağmen her zamanki gibi; ithiyatlı ve gizemli. Alacakaranlık günlerinden sonra filmografisi Water for Elephants, Bel Ami ve Cronenberg'in Cosmopolis'i gibi filmlerle durdurulamaz bir şekilde gelişti. Yakında onu The Rover'da göreceğiz. Şu sıralar ise Cronenberg'in bir diğer filmi Maps to the Stars'ı çekmekte.

Dior Homme'un yeni yüzü olmaya karar vermenizdeki etken neydi?

Bazı durumların sonucunda ortaya çıktı aslında. Bana ilk teklif geldiğinde bir kaç küçük film çekiyordum ve Dior gibi bir markanın yüzü olmanın toplumda daha çok tanınmama yardımcı olacağını düşündüm. Böylesine büyük bir şirketle müttefik olmak iyi bir şey. Bir markanın yüzü olmak her zaman tereddüt ettiğim bir şeydi. Önceden bir çok teklifi geri çevirmiştim, ama Fransız şirket bana teklifte bulunduğunda karar vermem çok kolay oldu. Bu markanın sunduğu şeyi seviyorum. Onun ulaşılamaz olması ve benim de bu felsefeyle uyumlu olmam hoşuma gitti.

Alacakaranlık Efsanesi'nin yarattığı medya ilgisini özlüyor musunuz?

Yeni duygular kazanmış olmama rağmen hayır. Bu kadar gözde olmak beni medya baskısıyla başa çıkmaya zorladı ama diğer yandan da böyle kazançlı bir seride oynamak bana kendimi güvende hissettirdi.
 
Alacakaranlık bana öyle bir ekonomik destek sundu ki şu an istediğim gibi düşük bütçeli filmlerde oynayabilirim mi demek istiyorsunuz?

Evet, aynen öyle. Alacakaranlık bana dünya çapında bir ün kazandırdı. Bir romantik-komedide rol almaktansa güçlü bir şirketin yüzü olmayı tercih ederim. Aslında çok daha önceden bunu yapabilirdim ama gerçekten iyi bir markayla anlaşmak için bu kadar bekledim. 2 yıl önce ilk defa bir parfümün yüzü olmayı düşündüğümde kimse bunu yapmıyordu. Ama şimdi Brad Pitt'ten Matthew McConaughey'e kadar bütün aktörler yapıyor. Hepimizin şimdi böyle bir şeye kalkışıyor olması komik aslında.


Başlangıçta (Romain Garvas'ın yönettiği) klibin hikayesi iki erkek ve bir kadın arasında olacaktı fakat siz senaryoyu değiştirmeye karar verdiniz..

Bir çok insan seks partisi yapacağımızı düşündü. Belirli bazı resimler kampanyadan çıkarıldı çünkü çıplaklık vardı ve biz de yanlış fikirler vermek istemiyorduk.

Ama eğer modellerin etrafınızı kuşatmasına izin verirseniz bir çok insan sizin o anı yaşayan seksi aktörden beklenenleri yapmanızı isteyecektir.

Gerçek ve kurgu arasında çok belirgin bir çizgi vardır. Eğer insanlar bu çizgiyi göremiyorsa benim onlara göstermek adına yapabilecek bir şeyim yok.

Dior'un yeni yüzü olmanın sizi olgun hissettirdiğini söylediniz. 27 yaşında, masumiyetinizi kaybetmiş gibi hissediyor musunuz?

Bilmiyorum. Artık kendimi daha az utangaç hisssediyorum. Şimdiye kadar kendimi hep bir ergen olarak gördüm, ama son birkaç aydır o kadar da toy hissetmiyorum.

Alacakaranlık'ı ve onunla ilgili her şeyi geride bırakmak olgunlaşmanıza katkıda bulundu mu?

Bilemiyorum... Alacakaranlık'la birlikte toplum tarafından tanınan biri haline geldim ve egom bir çok zorlukla yüzleşmek zorunda kaldı. Dikkat çekmeyi ya da insanların gelip bana sarılmasını ve fotoğraf çektirmeyi sevmiyorum. Alacakaranlık beni değiştirdi. Ama son sekiz ya da dokuz aydır kendimi çok daha rahat hissediyorum.

Klibin yeni reklam resimleri James Dean alıntılarıyla birlikte yayınlandı. Kulağa çok hoş geliyorlar ama aynı zamanda zahmetliler de. Mesela "Her gününü son gününmüş gibi yaşa..."

Ben de bu şekilde yaşıyorum. Yarın ölecek olsam şu ana karar yaptıklarımla kendimi yeterli hissederdim. Çok hırslı bir insan değilimdir.

Bir diğer James Dean cevheri de "Çabuk affet" peki sizin için affetmek kolay mıdır?

(İç çekiyor) Kendimi affetmekte iyiyimdir.

Affetmek için unutmanız şart mı yoksa affetmek konusunda cömert misiniz?

Çok fazla uzatmadan affedebildiğimi düşünüyorum. Ama şu anda kimseyi affetmem gerekmiyor. Beni rahatsız eden hiçbir şey yok.

Dior reklamı bağımsızlıktan ve tek eşli bir erkeğin seks cazibesinden söz ediyor. Siz de kendinizi bu şekilde görüyor musunuz?

Kendimi nasıl gördüğümü ben de bilmiyorum ve açıkçası her gün fikrim değişiyor. Reklamdaki çift, ilişkilerini o kadar yoğun yaşıyor ki sonunda daha fazla sürdüremiyorlar. Ama sonuçta bu gerçek değil.

Gizlice bir partiye girdiniz mi hiç?

Çok girdim, hala da giriyorum. Beni hiç davet etmiyorlar ben de zorla girmek zorunda kalıyorum (gülüyor).

Can sıkıntısıyla nasıl başa çıkıyorsunuz?

Uzun bir süre ortalıkta görünmekten çok korktuğum için hiçbir şey yapmadan evde oturdum. Sonunda daha fazla saklanamayacağım bir raddeye geldim ve değişmeye karar verdim. Yalnız kalmak hiç canımı sıkmadı çünkü yalnız vakit geçirmeyi seviyorum. Ama şimdi kendime güvenim daha da arttı.

Hala senaryo yazıp beste yapıyor musunuz?

Evet, son zamanlarda bir şeyler besteliyorum. İki filmin senaryosunu geliştirmeye ve yazmaya çalışıyorum. Filmlerden birinde ben de olacağım ama diğeri hakkında henüz bir fikrim yok. Karakterleri önce kadınmış gibi yazmam sonra da onları benim oynamam eğlenceli.

Neden böyle olduğunu düşünüyorsunuz?

Sanırım kadınların duygularının erkeklerden daha karmaşık olmasından kaynaklanıyor.

Kendinizi mükemmel erkek olarak görüyor musunuz?

(Gülüyor) Hiç de değil. Ben mükemmel erkek olmaktan çok, çok uzağım.

İyi giyinmek konusunda endişeleriniz var mı? Profilinizi tanımlarken kıyafetler sizin için önem arz ediyor mu?

Tabii ki ediyor. Ayakkabıların ayrıca bir önem arz ettiğini düşünüyorum çünkü güzel olsalar bile eğer onları giyerken rahat hissetmiyorsanız bu tüm dengeyi mahveder. Parfüm reklamında giydiğim kıyafetlerin hepsi bana ait.

Gerçekten mi? Biz onları Dior sanmıştık.

Reklamdaki tüm tişörtler benim. Hep böyle oluyor. Eninde sonunda kendime ait olan bir şey giyiyorum.

Duruşunuz sanki İngiliz cazibesi gibi zarafet yansıtıyor. Bunu nasıl başarıyorsunuz?

Ben moda konusunda çok umursuz ve biraz da manyak biriyim. Beni kendine çeken kıyafetler bulmam çok zor oluyor. Olmadığım biri gibi davranmak ve yanlış giyinmek istemiyorum çünkü size uymayan takım elbise, ayakkabı ya da gömlek her şeyi berbat edebilir. Şık giyinmek hoşuma gidiyor ama her zaman rahat olmalıyım.

Duygusal anılarınızı uyandırmaya yardımcı olan herhangi bir koku ya da parfüm var mı?

Evet, kahvaltı kokusu. Jambon, kahve ve tost... bunlar bana evimdeki Pazar günleri aile kahvaltılarını hatırlatıyor. Jambon ve marmite*.

Bir süper kahraman filminde rol almak ister misiniz?

Bilemiyorum... benim kaslarım yok. Baklava kaslarım eksik! Sanırım bu tarz, bünyesinde birden fazla filmi barındıran bir projeye imza atamazdım. Hala bir aktör olarak kariyerimde neleri başarmak istediğimi öğrenmeye çalışıyorum.

Kaslarınıza geri dönersek, siz şu kendilerini tişört giymeden pazarlamaya çalışan erkeklerden değilsiniz. Egzersiz sizin ilgi alanınızda olmasa gerek... Bir plajda dahi görüntülenmediniz.

Egzersiz yapmaktan nefret ediyorum. Kim bilir, belki artık yaşlanmaya başladım diye bir spor salonuna yazılırım ama eminim iki haftadan uzun sürmez. Plaja gelirsek, dürüst olmak gerekirse tişörtümü çıkarmayı sevmiyorum. Onun yerine sarhoş olmayı yeğlerim (gülüyor).

Sizinle Harry Potter için röportaj yaptığımızdan beri aynı tevazudasınız. Tüm bu yıllar boyunca hiç mi değişmediniz?

Ben hala o çok utangaç ve müthiş güvensiz adamım. Gerçekte hiçbir zaman kendini beğenmiş insanların yolundan gitmeyi düşünmedim.
  
Türkçe çeviri: RobertaYDiego
İspanyolca'dan İngilizce'ye çeviren: @oldmoriiarty | RPLife

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder