20 Aralık 2012 Perşembe

FilmInk Röportajı (Avustralya - Kasım 2012)

FilmInk, Robert Pattinson'a kariyerini belirleyen ama aynı zamanda bir zamanlar sahip olduğu özel hayatının kaybına yol açan Edward Cullen karakterini özleyip özlemediğini sormaya kalkıştığında aktör ağlamakla gülmek arasında kalmış görünüyor.

"Bilmiyorum. Tekrar aynı rolü oynamayacak olmak garip olacak. Hala o rolü bir daha oynamayacağım gerçeğini idrak edemedim."


Oturduğu yerde endişeyle kıvranan aktöre soruyoruz: tuhaf mı hissediyorsun, rahatlamış mı? "Hımm, son filmin çekimleri oldukça zordu... yani çok çok uzun," diyor gülerek. "Sekiz ay boyunca her gün 2,5 saat makyaj yapmak zorunda kalınca 'Hayır, bir daha asla böyle bir şey yapmayacağım!' diyorsunuz."

Nankörlük etmiyor tabii ki. "Sinema endüstrisinde bir kariyer edinmek o kadar zor ki. Ama Alacakaranlık sayesinde sahip olduğum şeyler muhteşem... Beş yıllık çekim süreci, az da olsa Amerika'da yaşamak. Yapabileceğimi dahi tahmin edemediğim şeyleri yapabilmek. İnsanların hayal bile edemeyeceği çılgınca tecrübeler yaşamak. Mesela 30 bin insanın sizin için çığlıklar atması ya da buna benzer şeyler yapması... siz sadece orada duruyor ve hiçbir şey yapmıyorsunuz! Fakat kötü yanları da yok mu? Bütün bunların 12 yıl önce falan olmasını isterdim... kameralı telefonların ve TMZ'nin olmadığı dönemlerde. O zaman harika olurdu! Başarılı bir aktör olunca Los Angeles'ta her şeyi yapmak mümkün diye düşünürdüm. Şöhretin sadece iyi tarafını yaşıyor olsaydım her şey inanılmaz olurdu."

Bize öyle geliyor ki çokça parti düzenlerdi. "Ne yazık ki şimdilerde aktörlerin çoğu dünyanın en içine kapanık insanları haline geldi çünkü hiçbir şey yapamaz hale geliyorsunuz," diyor gülümseyerek. "Kimseye güvenemiyorsunuz bile. Her şey dönüp dolaşıp kariyerinizi etkiliyor."

Bunalımlı vampir Edward Cullen'a hayat vermek aktör için biraz zorlu olmuş. "Aynı rolü beş yıl boyunca canlandırınca ve bu rol de fantastik bir karakter olunca farklı bir şey bulmak çok zor bir hale geliyor. İlk filmden edinebildiğimiz tek bilgi Edward'ın umursadığı tek şey Bella'ya olan aşkı, serinin geri kalanında ise şöyle tanımlanabilir 'O asla Bella'dan ayrılmayacak.' Ee geriye üstüne düşünecek ne kaldı? Hiçbir şekilde yaralanmayacak ve ne olursa olsun Bella ile tartışma yaşamayacak. Ailesinin ölümü dışında herhangi bir duygusallık yaşamıyor ki bu da en sonda yaşadığımız tek risk. Yani oldukça zorlayıcı bir roldü. Rahatlıkla oynadığım tek özelliği kendine güvensiz oluşuydu. Ki bu da kitaplardan oldukça farklı çünkü kitaplarda Edward çekici ve tasasız bir karakter. Bu özelliklerini filmde nasıl oynayacağımı bilemedim... nasıl olur da aynı anda hem tasasız hem de kaygılı biri olabilirsiniz? Bu çok anlamsız gelmişti," diyor Pattinson.

Pattinson, James Franco'nun toplumda yarattığı imajı kendine örnek alıyor. "İnsanlar benim gerçekten nasıl biri olduğumu bilmiyorlar -ki bu da çok iyi bir şey," diyor gülerek. "Gerçek kişiliğim Edward'dan oldukça uzak. İnsanlar kişiliğimi çözemiyor ya da kafalarında bir yere oturtamıyor. Eğer her yerde kendinizi görmekten sıkıldıysanız, tek yapabileceğiniz şey onu yok etmektir. Mesela bir önceki röportajınızda söylediklerinizi yalanladığınız bir röportaj verirsiniz ve çok çok farklı biri gibi davranırsınız. İşte o zaman herkes 'Onun kişiliği hakkında hiç bir fikrim yok,' der. Bu işten ancak böyle kurtulabilirsiniz çünkü yaptığınız işe inancınızı kaybetmemenin tek yolu bu. Bütün aktörler aynı sorunu yaşıyor; toplumda yarattığınız imaj ile gerçek kişiliğinizi harmanlamak. Ortaya çıkardığınız performansın perspektifinden yaşamınıza göz atıyorlar, öyleyse o şekilde bakmaya devam etsinler ve ardından da gerçekten ortaya koyduğunuz oyunculuğa."

ÇEVİRİ: elwiens
RobstenDreams
Tarama

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder