Son film sana neler kazandırdı, büyük bir oyuncu gurubuyla çalışmak
mesela? Alacakaranlık serisi lise ya da üniversite gibi olmalı, her sene aynı
grup insanlarla tekrar bir araya gelmek. Sanki bir grup yeni insan, yeni
öğrenciler, öğretmenler... en azından bana böyle hissettiriyor.
RP: Evet, hep beraber büyük bir deneyim yaşadık. Aynen lise ve üniversite de
yaşananlar gibiydi. Neredeyse hepimiz aynı yaş grubundandık, normal bir film
ekibi için alışılmadık bir durum. Genelde böyle şeyler olmaz. Son filmde
yükümüz ağırlaşmıştı ve nihayetinde gerçekten sonmuş gibi hissettirdi. Ayrıca
ekibe yeni oyuncularda katılmıştı ve sahneleri neredeyse 30 kişiyle çekiyorduk,
özellikle de büyük savaş sahnesini. Çok büyük bir sahne gibi görünüyordu ve
feda edilen şeyleri hissedebiliyordunuz. Fakat en son çektiğimiz sahneler Kristen'la
benim çekimlerimdi. Sanki "Edward ve Bella gün batımına karşı,"
gibiydi (gülüyor).
Çok detaya girmeden büyük savaş sahnesinin çekimlerinden bahsedebilir
misin? Oldukça büyük görünüyor ve sanırım şimdiye kadar Alacakaranlık
filmlerinde görmediğimiz türde bir şey. Bunun için ekstra fiziksel egzersizler
yaptın mı?
RP: Evet. O sahneleri kitapta okumadan önce senaryoda okudum ve sonra bir an
"Ne?! Bunu gerçekten yapacaksınız yani," diye düşünmeye başladım. Çok
çılgıncaydı, ama sonunda gerçek bir vampir filmine dönüştü (gülüyor). Çekimleri
oldukça heyecanlıydı. Pek egzersiz yapmadım, uçarak bazı koreografi denemeleri
yaptık ama insanlar kendilerini incitmeye başlayınca sahneleri değiştirdik
(gülüyor). Eğlenceliydi. Çekimi en eğlenceli kısım da bana atılan yumruğa
yaklaşık 70 adım yükseklikten iniş yapmaktı.
Bella'ya havada tekme savurması için yardım ettiğin bir sahne vardı, onu
yapmakta zorladın mı?
RP: Aptalca görünmemesini sağlamakta çok zorlandım (gülüyor) Ama çok
eğlenceliydi, aynı zamanda da garipti çünkü Alacakaranlık serisindeki vampirler
güçlerini çok fazla kullanan tipler değiller özellikle de böylesi bir hareketi.
Kesinlikle çok eğledik.
Serinin son iki filminde Bill Condon'la çalışmak nasıldı?
RP: Bill Condon'la çalışmak kesinlikle ama kesinlikle çok farklı, o
oyuncularına sempati gösterebilen biri ve aynı zamanda da mükemmel bir yazar.
Çekimlere başlamadan önce senaryo üzerinde 3 haftaya yakın bir süre yoğun bir
çalışma yaptı. Çekimler boyunca sakinliğini korudu ki o kadar uzun süre çekim
yapmak -iki filmi bir arada çekmek- çok zordu. Fakat Bill harikaydı, bize sanki
yaratıcı ekibin bir parçasıymışız gibi hissettirdi.
'Vay bu büyük bir yapıma dönüşüyor' dediğin an ne zamandı? O zamanı hatırlıyor
musun ya da öyle düşünmeni sağlayan şeyi?
RP: Comic-Con'a ilk katıldığımızda anlamıştım, iki ya da üç gün sonra fark
edilmeye başladım. Neredeyse kimsenin dikkatini çekmeyen biriyken bir anda Los
Angeles'ın neredeyse tamamı tarafından tanınan birine dönüştüm. Dört gün
boyunca sokakta yürüyemedim. Delice bir şeydi, her yerde paparazziler vardı,
öncesinde hiç yakınıma gelmeyen paparazziler. Fakat ben bunu ilk filmin
çekimlerinde hissetmiştim, ortalıkta herkesin hissettiği ve tuhaf bulduğu bir
hava vardı. Ya kimse fark etmeden yok olup giden bir film olacaktı ya da özel
bir şeye dönüşecekti. Çektiğimiz dönemlerde insanların çok heyecanlı
olduklarını hissediyordum. Kimse filmin başına neler geleceğini bilmiyordu ama
iyi bir enerji hissediyorduk.
Şafak Vakti - Bölüm 2'nin çekimlerinde sevdiğin sahneler oldu mu?
RP: Taylor Lautner'ın bütün sahnelerini çok sevdim. Özellikle de Noel
sahnesini, harika olduğunu düşünüyorum. Taylor'ın Renesmee ile oynadığı her
sahne bana çok komik geliyordu. Noel ağacının yanında o ikisinin ilk defa yan yana
oturduğu gördüğüm de "Bu şimdi filmde de olacak!" diye düşündüm
(gülüyor). Süperdi.
Serinin filmleri senin için inanılmaz bir macera oldu ve eminim bu soru
sana daha önce de defalarca sorulmuştur ama önümüzdeki hafta film tanıtımları,
galalar, röportajlar ve diğer her şey sona erdiğinde nasıl hissediyor
olacaksın?
RP: Her şey sona erdikten sonraki birkaç hafta oldukça garip olacak, ta ki
DVD çıkana kadar (gülüyor). İnsanlar yıllarca seri sona erdiğinde nasıl
hissedeceğimi sorup durdular ve ben bu sorunun cevabını asla bilemedim. Fakat
serinin sonuna doğru yaklaştıkça biraz endişelenmeye başladım (gülüyor). Hala
nasıl hissettiğimi bilmiyorum! Daha önce hiç bu kadar şaşkın hissettiğimi
hatırlamıyorum, Alacakaranlık Serisi için yapacağım son birkaç şeyin kalmasını
biliyor olmak tuhaf.
ÇEVİRİ: elwiens
Flicks&Bits
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder