29 Aralık 2012 Cumartesi

*YENİ* Flicks & Bits Röportajı (Kasım 2012)

Son film sana neler kazandırdı, büyük bir oyuncu gurubuyla çalışmak mesela? Alacakaranlık serisi lise ya da üniversite gibi olmalı, her sene aynı grup insanlarla tekrar bir araya gelmek. Sanki bir grup yeni insan, yeni öğrenciler, öğretmenler... en azından bana böyle hissettiriyor.

RP: Evet, hep beraber büyük bir deneyim yaşadık. Aynen lise ve üniversite de yaşananlar gibiydi. Neredeyse hepimiz aynı yaş grubundandık, normal bir film ekibi için alışılmadık bir durum. Genelde böyle şeyler olmaz. Son filmde yükümüz ağırlaşmıştı ve nihayetinde gerçekten sonmuş gibi hissettirdi. Ayrıca ekibe yeni oyuncularda katılmıştı ve sahneleri neredeyse 30 kişiyle çekiyorduk, özellikle de büyük savaş sahnesini. Çok büyük bir sahne gibi görünüyordu ve feda edilen şeyleri hissedebiliyordunuz. Fakat en son çektiğimiz sahneler Kristen'la benim çekimlerimdi. Sanki "Edward ve Bella gün batımına karşı," gibiydi (gülüyor).

Çok detaya girmeden büyük savaş sahnesinin çekimlerinden bahsedebilir misin? Oldukça büyük görünüyor ve sanırım şimdiye kadar Alacakaranlık filmlerinde görmediğimiz türde bir şey. Bunun için ekstra fiziksel egzersizler yaptın mı?

RP: Evet. O sahneleri kitapta okumadan önce senaryoda okudum ve sonra bir an "Ne?! Bunu gerçekten yapacaksınız yani," diye düşünmeye başladım. Çok çılgıncaydı, ama sonunda gerçek bir vampir filmine dönüştü (gülüyor). Çekimleri oldukça heyecanlıydı. Pek egzersiz yapmadım, uçarak bazı koreografi denemeleri yaptık ama insanlar kendilerini incitmeye başlayınca sahneleri değiştirdik (gülüyor). Eğlenceliydi. Çekimi en eğlenceli kısım da bana atılan yumruğa yaklaşık 70 adım yükseklikten iniş yapmaktı.

Bella'ya havada tekme savurması için yardım ettiğin bir sahne vardı, onu yapmakta zorladın mı?

RP: Aptalca görünmemesini sağlamakta çok zorlandım (gülüyor) Ama çok eğlenceliydi, aynı zamanda da garipti çünkü Alacakaranlık serisindeki vampirler güçlerini çok fazla kullanan tipler değiller özellikle de böylesi bir hareketi. Kesinlikle çok eğledik. 

Serinin son iki filminde Bill Condon'la çalışmak nasıldı?

RP: Bill Condon'la çalışmak kesinlikle ama kesinlikle çok farklı, o oyuncularına sempati gösterebilen biri ve aynı zamanda da mükemmel bir yazar. Çekimlere başlamadan önce senaryo üzerinde 3 haftaya yakın bir süre yoğun bir çalışma yaptı. Çekimler boyunca sakinliğini korudu ki o kadar uzun süre çekim yapmak -iki filmi bir arada çekmek- çok zordu. Fakat Bill harikaydı, bize sanki yaratıcı ekibin bir parçasıymışız gibi hissettirdi.

'Vay bu büyük bir yapıma dönüşüyor' dediğin an ne zamandı? O zamanı hatırlıyor musun ya da öyle düşünmeni sağlayan şeyi?

RP: Comic-Con'a ilk katıldığımızda anlamıştım, iki ya da üç gün sonra fark edilmeye başladım. Neredeyse kimsenin dikkatini çekmeyen biriyken bir anda Los Angeles'ın neredeyse tamamı tarafından tanınan birine dönüştüm. Dört gün boyunca sokakta yürüyemedim. Delice bir şeydi, her yerde paparazziler vardı, öncesinde hiç yakınıma gelmeyen paparazziler. Fakat ben bunu ilk filmin çekimlerinde hissetmiştim, ortalıkta herkesin hissettiği ve tuhaf bulduğu bir hava vardı. Ya kimse fark etmeden yok olup giden bir film olacaktı ya da özel bir şeye dönüşecekti. Çektiğimiz dönemlerde insanların çok heyecanlı olduklarını hissediyordum. Kimse filmin başına neler geleceğini bilmiyordu ama iyi bir enerji hissediyorduk.

Şafak Vakti - Bölüm 2'nin çekimlerinde sevdiğin sahneler oldu mu?

RP: Taylor Lautner'ın bütün sahnelerini çok sevdim. Özellikle de Noel sahnesini, harika olduğunu düşünüyorum. Taylor'ın Renesmee ile oynadığı her sahne bana çok komik geliyordu. Noel ağacının yanında o ikisinin ilk defa yan yana oturduğu gördüğüm de "Bu şimdi filmde de olacak!" diye düşündüm (gülüyor). Süperdi.

Serinin filmleri senin için inanılmaz bir macera oldu ve eminim bu soru sana daha önce de defalarca sorulmuştur ama önümüzdeki hafta film tanıtımları, galalar, röportajlar ve diğer her şey sona erdiğinde nasıl hissediyor olacaksın?

RP: Her şey sona erdikten sonraki birkaç hafta oldukça garip olacak, ta ki DVD çıkana kadar (gülüyor). İnsanlar yıllarca seri sona erdiğinde nasıl hissedeceğimi sorup durdular ve ben bu sorunun cevabını asla bilemedim. Fakat serinin sonuna doğru yaklaştıkça biraz endişelenmeye başladım (gülüyor). Hala nasıl hissettiğimi bilmiyorum! Daha önce hiç bu kadar şaşkın hissettiğimi hatırlamıyorum, Alacakaranlık Serisi için yapacağım son birkaç şeyin kalmasını biliyor olmak tuhaf.

ÇEVİRİ: elwiens
Flicks&Bits

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder