Meyer'a, Alacakaranlık'ın başrol oyuncularının sürekli mercek altında olmasından dolayı sorumluluk hissedip hiddetmediğini sormak istiyorum ama en fazla "Hiç, şey hissdediyor musun..." diyebiliyorum
"...suçlu mu?" diyerek beni tamamlıyor. "Kesinlikle. Şöyle bir şey var ki: Bazı aktörler ünlü olma, isim yapma peşindediler, ardındaki negatif etkileri keşfettikleri halde yine de istedikleri ünlü olmaktır. Bu Kristen ve Rob için geçerli değil. Bu da durumu ironik ve trajik bir hale sokuyor."
Bu sözlerin ardından kendimi geri çekiyorum ve Meyer sözlerine açıklık getiriyor: "Diğer insanların keyfini çıkardığı bu şöhret olayından onların [Kristen ve Robert] keyif duyduğunu pek sanmıyorum. Durumlarını kesinlikle anlayabiliyorum çünkü şöhret benim de hoşuma giden bir şey olmazdı. Ama aynı zamanda -işte suçluluk duygusu burada baş gösteriyor- bu durum benim için hoş ve huzurlu bir ortam yarattı. Benim yaşayabileceğim bütün sıkıntıları üzerlerine aldılar ve bu da kötü hissetmeme neden oluyor. Eminim ki geriye dönme ihtimalleri ve seçme şansları olsaydı Alacakaranlık'tan uzak dururlardı. Bilemiyorum. Bunların hepsi çok ağır bir bedel."
Meyer, ikiliyi [Kristen ve Robert] Şafak Vakti - Bölüm 2 prömiyerinden bu yana görmediğini ve The Host setindeyken onların dostluğunu özlediğini belirtiyor. Pattinson'ın yazmış olduğu şeyleri -bunlara Martin Amis'in Money isimli romanının senaryosu da dahil- okuma heyecanına henüz kapılmadığını söylüyor. "Hayır, onun yazdığı senaryoyu okumadım," diye itiraf ediyor, senaryonun varlığından haberdar oluşum karşısında da şaşırıyor ve mahçup görünüyor. "İlginç olabilir... ve biraz da korkutucu."
Çeviri: elwiens
Kaynak | @KstewAngel | RPLife
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder