Robert Pattinson bitkin durumda.
28 yaşındaki aktör geçtiğimiz ayı The Rover filminin tanıtımlarını yaparak geçirdi, The Hollywood Reporter'ın kapağında yer aldı, BuzzFeed, The Daily Beast, Indiewire ve Jimmy Kimmel'a röportajlar yaptı, şimdi de Huffington Post'la bir röportaj gerçekleştiriyor. "Teoride her şey yolundaydı," diyor.
"Sanırım herkes insanların kendisiyle ilişkilendirebileceği projelerde yer almayı arzuluyor, bense tam tersini istiyorum," diyor Pattinson kariyerinin genel görüşünüyle ilgili. "Olaylara normal duygularla tepki vermeyi beceremiyorum. Yani tamamen normal bir adamı oynamak... Nasıl yaparım bilemiyorum."
David Michôd, Werner Herzog, David Cronenberg gibi harika yönetmenlerle çalıştın, çok yakında da Olivier Assayas'la birlikte çalışacaksın. Tüm bu deneyimlerden neler biriktiriyorsun?
Hepsi bana bir şeyler öğretiyor. Yaptığım şey tam olarak bu. Birçok aktör kendi özel yeteneğinin farkında, bu yüzden bu özel yeteneği ortaya çıkaracak yönetmenlerle çalışıyorlar. Bense daha yeteneğimin farkında bile değilim! Sadece, Herzog ve Cronenberg'la çalıştıktan sonra bana bir şeyler olmasını umuyorum.
Pek çok haber başlığında 'The Rover'daki performansın ve bu performansla nasıl 'Alacakaranlık'ı geride bıraktığın vurgulanıyor. Ama 'Alacakaranlık' 2 sene önce sona erdi, 'Cosmopolis'le birlikte 'Alacakaranlık'ı zaten çoktan geride bırakmıştın. Bu tarz söylemler seni kızdırıyor mu?
Bazı insanlar bana gelip de 'Yaptığın işleri daha farklı algılayan insanlarla ilgili ne düşünüyorsun?' diye sorunca kızıyorum. Bu biraz aşağılayıcı. 'Önceden yaptığım tüm filmler bok gibi miydi yani? Sağ ol dostum ya!' İnsanların beni gerçekten ne kadar az tanıdığını hep unutuyorum. Onlarca röportaj yapıyorsun fakat çoğu insan bir iki filmini anca izlemiştir. O da belki! Ya da dergilerde falan görmüştür. Olayın merkezindeyken işin bu yönünü çoğu zaman unutuyorum.
Filmin Cannes galasından sonra Pretty Girl Rock'ı söylediğin sahne o kadar konuşulmuştu ki daha büyük bir şey bekliyordum. Ama biraz depresif ve melankolik bir hava taşıyordu. Bu sahneyle ilgili aldığın tepkiler seni şaşırtıyor mu?
İlk başta bunun bir meta olduğunu düşünüyordum, 'Alacakaranlık' sebebiyle oluşan tüm o izlenimi yıkmak adına yapılmış bir şey gibi algılanacaktı. Fakat aslında hiç de öyle değil ve bunun böyle algılanmasından korkuyordum. Tabii ki insanlar bunun bir tür gönderme olduğunu düşünerek konuyu dillendirmeye başladılar.
Öyle mi? Neden böyle düşünsünler ki?
Çünkü insanlar böyle şeyleri severler. Film eleştirilerini sürekli okuyorum, pek çok eleştirmen filmlerin kendi kendileriyle dalga geçmesini ve bu durumun gözler önüne serilmesini seviyor. Kim böyle bir şeyi ister ki? Çılgınca! Bu yüzden bunun kendi kendini ele veren bir sahne olmasını istemedim. Fakat elbette sahneyi çok sevdim. Şarkı sona erdiğinde çok komik bir an oluşuyor. Rey, çok sesli bir şekilde şarkı söylüyor ve Guy'ın arkasından bir nevi zıplaya hoplaya yürüyor. 'The Shining' fragmanını yeniden kurgulayan adamları biliyorsun değil mi? İşte filmde adeta öyle bir duruma maruz kalmış gibi oluyor.
Gerçekten de film eleştirilerini okuyor musun?
Evet. Neden okuyorum, onu da bilmiyorum. Doğru şeyi yapıp yapmadığını anlamak çok güç, film eleştirilerini okuduktan sonra biraz fikir sahibi oluyorsunuz en azından. Fakat bazen filmin tam zıttı bir eleştiri yazıldığı oluyor. Tuhaf yani. Eleştirileri okumak size hiçbir bilgi vermiyor, sonra tüm kötü eleştirilerden nefret ediyorsunuz. Olumlu olanlarını hatırlamıyorsunuz bile.
Kendin hakkında yazılanları okuma konusuna gelmişken, geçenlerde Indiana Jones rolü için düşünüldüğüne dair bir haber çıktı. Bu tarz saçma dedikoduları nereden duyuyorsun? Google alerts'ten mi?
Tanıtımlarda duydum. Hiç bilmiyordum. Çok ciddiyim, beni kötü bir şekilde tanıtan tek şey: insanlar. Alakasız bir makale yazılıyor, sonra da 50 farklı makale beni yerden yere vuruyor. Oysa ağzımdan tek bir kelime bile çıkmamıştı!
Uzun süredir göz önünde olan bir insansın, peki hakkında çıkan yalan haberlerin seni hala şaşırttığı oluyor mu?
Bu çok manyakça. Sürekli, sürekli ama sürekli aynı hikayeleri yazıyorlar, özellikle benim hakkımda. Konu ne olursa olsun. Bu tarz şeylerin içinde olmamanın bir yolunu arıyorum ama nasıl olacak gerçekten bilmiyorum. Sonra düşündüm ki eğer fotoğraflanmazsam onlar da bir şey yazamaz.
Ama pek de fark etmiyor sanırım.
Evet, fark etmiyor. Gidip 5 yıl önceki fotoğrafları koyuyorlar.
Filmler konusunda çok seçici görünüyorsun. Hiç film yıldızı oyunu oynamayı düşündün mü? Bir tane kendi seçtiğin film bir tane onların seni seçtiği film gibi?
O iş nasıl işliyor tam olarak bilmiyorum. Bunu yapmaya çalışan ya da ardı ardına stüdyo filmleri yapıp birden boşa çıkan aktörler gördüm. Yani bu nasıl bir oyun onu da bilmiyorum. Ama en azından hayatınızı bir şekilde tamamlayacağından emin olabilirsiniz, tıpkı bir süper kahramanla çalışmak gibi. Film berbat olsa bile, sırf bunu yaptığınız için iyi yorumlar alırsınız.
Blogumuz adına çeviriyi yapan: Nur Güven
Kaynak linki belirtilmediği sürece blogumuzdan çeviri alınması kesinlikle yasaktır.
Kaynak | RPLife
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder