Alacakaranlık
filmlerinden David Cronenberg'in dünyasına geçiş yapmak büyük bir adım. Bu
sence yeni bir kariyerin başlangıcı mı?
İlk olarak
Cosmopolis ile burada bulunmak benim gibi genç bir aktör ve sinemayı gerçekten seven insanlar için bu festival çok mühim. Çünkü Cannes sinemayı bir sanat olarak ele alan nadir
festivallerden biri. Buranın ünlü olmakla veya onun getirileriyle hiçbir alakası yok. Kariyerime dönecek olursak, bu film kesinlikle bir şeylerin
başlangıcı oldu. Çünkü Cosmopolis'i çekmek bana ilgimi çeken projelere dâhil
olmamı sağlayacak güveni verdi.
Bu mesleğe İngiltere'de başladın ama Hollywood sayesinde ünlendin. Sence genç Amerikalı oyuncuların Cannes'a bakış açıları da seninki gibi mi?
Belki... Ama
yalnızca filmleri yarışmaya seçilene kadar *gülüyor*. Amerika'da Cannes medyada
fazla yer almaz ama biz profesyoneller arasında sıkça konuşulan bir olaydır.
Mesela Londra'da festival 2 hafta boyunca gazetelerin ilk sayfasında yer alır.
Asıl garip olan şeyse buradaki bütün insanların filmin ilk gösteriminde sizi
alkışlaması. On the Road'un galasına katıldığımda bunun farkına vardım.
Amerika'da insanlar filmin bitiş jeneriği başlar başlamaz salondan ayrılır.
David'e sürekli “Cosmopolis'le
yuhalanırsak ne olur? En azından 20 dakika boyunca ayakta durmak zorunda mıyız?”
diye sorup durdum *gülüyor*.
Açıkça
görülüyor ki bir Cronenberg hayranısın. Onun herhangi bir filminde yer
almak için senaryoyu dahi okumadan hiç imza attığın oldu mu?
Kesinlikle.
Geçen hafta yaptım! Menajerim bana David'le yeniden çalışmak için hazır olup
olmadığımı sordu bense hiç düşünmeden "evet" dedim *gülüyor*. Cosmopolis'in
senaryosunu teklif gelmeden bir yıl önce okumuştum ve muhteşem olduğunu
düşünmüştüm. İlk okuyuşumda bir yakınlık hissettim. Henüz ne hakkında olduğunu
dahi bilmediğim halde sanki bana bir şeyler anlatıyormuş gibi hissetmiştim.
Cronenberg çekimler sırasında prova yapmana ya da filmin altındaki manayı çözmene izin vermedi. Bu seni korkuttu mu?
Bu
anlaşılabilir bir şey aslında çünkü senaryo çok karışık ve çok farklı noktalara
çekilmeye müsaitti. Zaten David de bu konuda benimle çok fazla konuşmadı.
Sadece kısa bir konuşma yaptık hepsi o. Çekimlerden iki hafta önce otel odamda
oturup kendi kendime "Aman Tanrım!" nidaları attığımı hatırlıyorum.
Çekimlerin ilk günü dehşete düşmüştüm. Kamera denemeleri yapmıştık. Limuzinin içinde
oturup hiçbir şey yapmadan öylece duruyordum ve neredeyse kusacaktım. Kalbim
çok hızlı çarpıyordu, David'in beni kovacağını ve benim bir sahtekâr olduğumu
düşüneceğinden korkuyordum. Ama o çok sakindi. İlk hafta ekibi bana David'in ne
yaptığını bilmediğini fakat bunun olağan bir durum olduğunu ve filmin altındaki
manayı çözmeye çalıştığını açıkladı. Ritmimizi yakaladığımız anda ise daha
hızlı ilerledik. Çekimlerin sonuna doğru her sahneyi tek defada çeker hale
geldik. Çılgıncaydı. Son sahne için 4 günlük bir süremiz vardı ama biz 1,5
günde çekimleri tamamladık.
Senin için
en zoru neydi? Diyaloglar oldukça edebi değil mi?
Genelde
filmlerde diyaloglar çok iyi değildir ve aktörler onları değiştirmek zorunda
kalır ki bu da işlerinin bir parçasıdır. Ama bu filmde diyaloglar çok iyiydi.
Zor olan tek şey David'in yaşanan teknik problemler nedeniyle sahne çekim
programını değiştirmesi oluyordu. Böyle olunca her gün bütün senaryoyu
ezberlemiş olarak orada bulunmam gerekiyordu, tıpkı tiyatro oyunu gibi. Bir
yandan iyi bir şeydi çünkü normalde çekimden otel odanıza döndüğünüzde yapacak
hiç bir şeyiniz olmaz ama bu defa benim her gece senaryonun üzerinden geçmek
gibi bir uğraşım vardı.
Sevişme sahneleri hakkında ne düşünüyorsun? Eğlenceli ve heyecanlı mıydı?
En zor sahne
korumamı canlandıran Patricia McKenzie ile olandı. İlk başta bizim önce orgazm
olup ve sonra konuşmamız gerekiyordu. Ama David değişiklik yapıp sevişme süreci
boyunca konuşmamız gerektiğine karar verdi *gülüyor*
Çekimden beş
dakika önce David bana gelip "Testislerinin alt kısmını ekranın üstünde
görmek istiyorum," dedi *gülüyor*. Tam o anda kendime David için her şeyi
yaparım diye hatırlatmam gerekti. Yanına gittim ama ona yapamayacağımızı
söyledim. Anlayışla karşıladı. Başlangıcı oldukça tuhaf bir sahne, herhangi bir
filmde pek görmeyeceğiniz türden. Ciddiyim.
Don DeLillo
romanı 11 Eylül ve yaşanan ekonomik krizin öncesinde yazmıştı. Fakat
Cosmopolis'teki karakterler günümüzün ikilemlerini yaşıyor. Siz filmi mümkün
olduğunca günümüze uyarlamaya çalıştınız mı?
Çekim
esnasında süre gelen bir ton olay haricinde bilerek bir şeyler yapmadık. Mesela
Wall Street işgal eylemleri tam da bizim protesto sahnelerini çektiğimiz zamana
denk gelmişti. Ve Rupert Murdoch tıpkı filmdeki karakterim gibi suratına pasta
yedi! Çok garip aslında çünkü Cosmopolis'i gerçekliğe yakın bulmuyordum daha
çok bir şiir gibi geliyordu. İşte kitabı okunabilir ve zamansız yapan şey de bu.
Ekonomik krizin sanal tarafını ele alıyoruz, mesela fareleri parayla
değiştirsek de durum değişmiyor... Ve buna kesinlikle
katılıyorum. Dürüst olmak gerekirse paramı asla herhangi bir şeye yatırmadım.
Bana anlamsız geliyor, sadece insanların kafasında yarattığı bir şeyden ibaret.
Eğer ödül
kazanırsan konuşma yapmayı düşünüyor musun?
Kesinlikle
hayır! Sahneye çıkmak ve
yuhalanmaktan ölesiye korkuyorum!
Bu senin ilk
büyük ödülün olabilir...
Hey,
Alacakaranlık'la MTV Movie Awards'ta 'Best Kiss' ödülünü kazandım. Hem de üç
yıl üst üste!
O zaman
biz de sana şöyle bir ödül verelim; en iyi parmaklanan...
*kahkahalara
boğuluyor* Harika olabilirdi. Sinema tarihinin en iyi prostat sahnesi için
inanılmaz bir ödül olurdu.
Bundan
sonraki filmin de yine Cronenberg'le mi olacak?
Henüz ne
zaman çekileceğini bilmiyorum. Bu David'in Amerika'da çektiği ilk film olacak.
Los Angeles'ta çekilecek. Sinema endüstrisini anlatacak ve size şunu
söyleyebilirim ki oldukça garip bir film olacak. O zamana kadar Jonny Mad
Dog'un yaratıcısı Fransız yönetmen Jean-Stéphane Sauvaire ile Mission: Blacklist'i
çekeceğiz. Saddam Hüseyin'in yakalanışını konu alacak. Filmi Irak'ta, Tikrit'te çekmek
istiyoruz ama durum biraz karışık. Şu anda 26 yaşındayım ve bu tarz şeyler beni
kendine çekiyor. Bunu birinin yapması gerekiyorsa o kişi ben olmalıyım!
ÇEVİRİ: elwiens
Kaynak | RPLife
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder