David Cronenberg: Festivalle uzun bir geçmişimiz var. Oraya gittiğimde eve dönmüş gibi
hissediyorum. Bence Cosmopolis festival için çok ideal bir film ve oraya Rob'la
gidecek olmaktan büyük heyecan duyuyorum.
P: Şu anda bu rol için Robert Pattinson dışında birini hayal etmek zor olsa da daha önce bu rolü Colin Farrell'a önerdiniz...
DC: Colin projeyi bırakıp da Total Recall'ın yeniden yapımında oynamayı
kabul ettiğinde oturup her şeyi yeniden düşünemem gerekti. Her neyse zaten
kendisi bu rol için çok yaşlıydı: kendisi 35 yaşında ve ben kitaba sadık kalmak
istediğimden aradığım aktör 25 yaşlarında olmalıydı. Böylece 25 yaşında olan
aktör arasında araştırma yaptım ve işte böylece Rob'ı filmde oynatma düşüncesi
ortaya çıktı. Onu Alacakaranlık'ta izlemiştim ama elbette daha önce yapmış
olduğu hiç bir iş Cosmopolis'teki performansıyla kıyaslanamaz. Buna rağmen bir
aktörü özgeçmişine göre değil içindeki potansiyeli fark ederek seçeriz. Böyle
düşündükçe bu fikir daha çok hoşuma gidiyor.
P: Robert Pattinson seçmelere katıldı mı?
DC: Hayır. Ama telefonda çok fazla konuştuk. Rob öyle büyük egosu olan
insanlardan biri değil. Gerçekten bu filmi yapmak istiyordu ama 'acaba bunu
yapabilir miyim?'in merakındaydı. Bu onun tek endişesiydi. Bana "Bu rolü
oynamak için yeterince iyi bir oyuncu olduğumu gerçekten düşünüyor musun?
Filmini mahvetmekten korkuyorum da," dedi. Ona bu diyalogun beni daha da
ikna ettiğini ve onun Cosmopolis için mükemmel bir seçim olacağını söyledim.
P: Alacakaranlık filmlerini izlediğini hayal etmek zor. Dört filmin
hepsini de izledin mi?
DC: (gülüyor) Hayır. Bir tanesini ve diğerinin de yarısını yalnız izledim
sanırım.
P: Bu seri onu bir yıldız yaptı ama aynı zamanda da çok absürt bir konuma
düşürdü: İnsanlar onun herhangi bir performansını izlemeden genç kızların idolü
olduğunu söyleyip, hiç bir yeteneği olmadığını haykırdılar.
DC: Bu günümüz insanlarının refleksi; internet ve diğer şeyler onları
aceleci ve tehlikeli bir yargılayıcılığa zorluyor. Bunları umursamayıp ileriyi
görmeye çalışıyorum. Rob'ın hayranlarının onun Alacakaranlık'tan
sıyrılabileceğini herkese kanıtladığı anı görmek için bekliyor oluşu en büyük
avantajımız. Eğer hepsi gidip Cosmopolis'i izlerse filmin geleceğinden şüphe
etmeme gerek kalmaz.
P: Robert Pattinson'ı başrole aldığını diğer oyunculara söylediğinde
tepkileri ne oldu?
DC: Ekipteki ilk oyuncu olan Paul Giamatti bunun çok akıllıca bir fikir
olduğunu söyledi. Juliette Binoche'un ise rolü kabul ettiğinde Rob'ın
popülaritesini düşündüğünü sanmıyorum. Ama hiç biri ondan şüphe edip küçümsediğini
belirtmedi. Kimse bana dönüp de: "Alacakaranlık'taki oğlanı işe alarak ne
yaptığını sanıyorsun sen?" diye sormadı. Tam tersine Rob ve Juliette'in
sette Fransız filmleri üzerine derin konuşmalara daldığını hatırlıyorum. Çok
iyi anlaşıyorlardı.
P: Aklında seni etkileyen bir sahnesi var mı?
DC: Çekimlerin sonunda doğru kendini rolüne öyle bir kaptırmıştı ki sahne
aralarında bir ya da iki defa mola veriyorduk. Payına düşen her duyguyu ortaya
çıkarışıyla her seferinde beni şaşırtıyordu. Karakterinin yalnızlığı ve acısını
adeta hissediyordu çünkü filmi sırasına göre çektik. Son sahne filminde son
sahnesiydi. Bu sahneyi tek defada çekmem gerekti çünkü Rob'ın ve Paul'ün
performansları mükemmeldi. Ben "kestik" dediğimde performanslar
konusunda bütün set ekibinin ağzı açık kalmıştı.
P: Robert Pattinson'ı bu filmde görünce insanın aklına hemen bir zamanlar
genç kızların idolü olan ve sonra Tim Burton ve David Fincher sayesinde
içlerindeki potansiyeli ortaya çıkaran Johnny Depp ve Brad Pitt geliyor...
DC: Bazı aktörler şöhretlerini güzel
yüzlerine ve ekran karizmalarına borçludurlar. İlk başlarda bundan daha
fazlasını göstermek için ellerine pek fazla fırsat geçmez. Sanki tek
yetenekleri buymuş gibi... Cosmopolis'te Rob'a yeteneğini ispatlama şansı
verdiğim için gururluyum. Eğer böyle devam ederse bir Johnny Depp ve ya bir
Brad Pitt olabilmekte zorlanmayacağını düşünüyorum. Hatta belki onlardan daha
da iyi olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder