17 Mayıs 2012 Perşembe

David Cronenberg Premiere Dergisi'ndeki Röportajında Cannes ve Robert'tan Bahsediyor

Premiere: Cosmopolis'le Cannes'a geri dönüş yapmanı sağlayan şey neydi?

David Cronenberg: Festivalle uzun bir geçmişimiz var. Oraya gittiğimde eve dönmüş gibi hissediyorum. Bence Cosmopolis festival için çok ideal bir film ve oraya Rob'la gidecek olmaktan büyük heyecan duyuyorum.

P: Şu anda bu rol için Robert Pattinson dışında birini hayal etmek zor olsa da daha önce bu rolü Colin Farrell'a önerdiniz...

DC: Colin projeyi bırakıp da Total Recall'ın yeniden yapımında oynamayı kabul ettiğinde oturup her şeyi yeniden düşünemem gerekti. Her neyse zaten kendisi bu rol için çok yaşlıydı: kendisi 35 yaşında ve ben kitaba sadık kalmak istediğimden aradığım aktör 25 yaşlarında olmalıydı. Böylece 25 yaşında olan aktör arasında araştırma yaptım ve işte böylece Rob'ı filmde oynatma düşüncesi ortaya çıktı. Onu Alacakaranlık'ta izlemiştim ama elbette daha önce yapmış olduğu hiç bir iş Cosmopolis'teki performansıyla kıyaslanamaz. Buna rağmen bir aktörü özgeçmişine göre değil içindeki potansiyeli fark ederek seçeriz. Böyle düşündükçe bu fikir daha çok hoşuma gidiyor.

P: Robert Pattinson seçmelere katıldı mı?

DC: Hayır. Ama telefonda çok fazla konuştuk. Rob öyle büyük egosu olan insanlardan biri değil. Gerçekten bu filmi yapmak istiyordu ama 'acaba bunu yapabilir miyim?'in merakındaydı. Bu onun tek endişesiydi. Bana "Bu rolü oynamak için yeterince iyi bir oyuncu olduğumu gerçekten düşünüyor musun? Filmini mahvetmekten korkuyorum da," dedi. Ona bu diyalogun beni daha da ikna ettiğini ve onun Cosmopolis için mükemmel bir seçim olacağını söyledim.

P: Alacakaranlık filmlerini izlediğini hayal etmek zor. Dört filmin hepsini de izledin mi?

DC: (gülüyor) Hayır. Bir tanesini ve diğerinin de yarısını yalnız izledim sanırım.

P: Bu seri onu bir yıldız yaptı ama aynı zamanda da çok absürt bir konuma düşürdü: İnsanlar onun herhangi bir performansını izlemeden genç kızların idolü olduğunu söyleyip, hiç bir yeteneği olmadığını haykırdılar.

DC: Bu günümüz insanlarının refleksi; internet ve diğer şeyler onları aceleci ve tehlikeli bir yargılayıcılığa zorluyor. Bunları umursamayıp ileriyi görmeye çalışıyorum. Rob'ın hayranlarının onun Alacakaranlık'tan sıyrılabileceğini herkese kanıtladığı anı görmek için bekliyor oluşu en büyük avantajımız. Eğer hepsi gidip Cosmopolis'i izlerse filmin geleceğinden şüphe etmeme gerek kalmaz.

P: Robert Pattinson'ı başrole aldığını diğer oyunculara söylediğinde tepkileri ne oldu?

DC: Ekipteki ilk oyuncu olan Paul Giamatti bunun çok akıllıca bir fikir olduğunu söyledi. Juliette Binoche'un ise rolü kabul ettiğinde Rob'ın popülaritesini düşündüğünü sanmıyorum. Ama hiç biri ondan şüphe edip küçümsediğini belirtmedi. Kimse bana dönüp de: "Alacakaranlık'taki oğlanı işe alarak ne yaptığını sanıyorsun sen?" diye sormadı. Tam tersine Rob ve Juliette'in sette Fransız filmleri üzerine derin konuşmalara daldığını hatırlıyorum. Çok iyi anlaşıyorlardı. 

P: Aklında seni etkileyen bir sahnesi var mı?

DC: Çekimlerin sonunda doğru kendini rolüne öyle bir kaptırmıştı ki sahne aralarında bir ya da iki defa mola veriyorduk. Payına düşen her duyguyu ortaya çıkarışıyla her seferinde beni şaşırtıyordu. Karakterinin yalnızlığı ve acısını adeta hissediyordu çünkü filmi sırasına göre çektik. Son sahne filminde son sahnesiydi. Bu sahneyi tek defada çekmem gerekti çünkü Rob'ın ve Paul'ün performansları mükemmeldi. Ben "kestik" dediğimde performanslar konusunda bütün set ekibinin ağzı açık kalmıştı. 

P: Robert Pattinson'ı bu filmde görünce insanın aklına hemen bir zamanlar genç kızların idolü olan ve sonra Tim Burton ve David Fincher sayesinde içlerindeki potansiyeli ortaya çıkaran Johnny Depp ve Brad Pitt geliyor...

DC: Bazı aktörler şöhretlerini güzel yüzlerine ve ekran karizmalarına borçludurlar. İlk başlarda bundan daha fazlasını göstermek için ellerine pek fazla fırsat geçmez. Sanki tek yetenekleri buymuş gibi... Cosmopolis'te Rob'a yeteneğini ispatlama şansı verdiğim için gururluyum. Eğer böyle devam ederse bir Johnny Depp ve ya bir Brad Pitt olabilmekte zorlanmayacağını düşünüyorum. Hatta belki onlardan daha da iyi olur.

çeviri: elwiens
RPLife

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder