Robert Pattinson'ın en büyük hayali Todd Solodnz'ın elinden çıkmış bir kara komedide ya da James Gray veya Jacques Audiard yapımı erkeklere hitap eden drama filmlerinden birinde rol almak.
"Her zaman tutkuyla yaklaştığım sanat filmlerinden uzaklaşacağım diye çok korkmuştum. İlginç bir şeylerde bir daha oynayamayacağım, hayatım böyle geçip gidecek ve bir gün biri bana "Alacakaranlık'tan sonra ne yaptın?" diye sorduğunda cevap verememekten endişelenmiştim. Bu sektörde sürekli aynı rollere seçilmek çok kolay. Henüz daha hiçbir şey kanıtlamadım ve etrafımdaki bu histeriye kendimi kaptırmadım. Çünkü tüm bunlar benim için değil filmdeki karakterim romantik vampir Edward Cullen için yapılıyor. Ayrıca henüz filmler yapılmadan önce bile kızlar Stephenie Meyer'ın hayran buluşmalarında çığlık atıyorlardı."
Cosmopolis'in senaryosu eline geçtiğinde acemiliğinden korkmaya başlamış. "Filmi berbat etmekten çok korkmuştum ve bu teklife hayır diyebilmenin bir yolunu bulmak için bir haftamı harcadım. Sonra kendi kendime bu kadar kibirli olmamalıyım dedim. Menajerim çok endişeliydi: "Bunu anlamıyorsan niye kabul edeceksin?" diyordu. Yaşadığım karmaşayı David'e itiraf ettim ve sanırım bu onun hoşuna gitti. Bu nedenden dolayı beni işe aldığını sanıyorum. Pek çok aktör hislerini belli etmemeye ve akıllıca şeyler söylemeye çalışır ama ben tamamen kendimi kaybetmiştim."
Cronenberg oyuncunun sete elleri cebinde gelmediğini söylüyor. Çok dikkatli bir okuyucu olduğunu ve bu filmdeki karaktere benzeyen bir başka karakterle uzun zamandır ilgili olduğunu belirtiyor. Kolay yoldan kazandığı parayla başı dönmüş, şık zevklere sahip bir adamın öyküsünün işlendiği Martin Amis'in Money romanı Robert'ın başucu kitabı. Romandaki karakteri kendine yakın bulduğu için bir gün onu canlandırma hayaliyle kendine has şekilde hikayeyi yeniden yazmış.
"Eric için de aynı şeyi düşündüm ama tabii ki karakterler birbirinden çok farklıydı ve Cronenberg benim karakteri irdelemememden yanaydı. Benden repliklerimi bir şiir gibi özetlercesine çıkarmamı istediğini söyledi. Bu hem heyecan verici hem de ürkütücüydü. Karanlıkta kalan bir filmi insanlara anlatmak konusunda endişelerim vardı. Cronenberg ise kendini kaptıracak bir film yapmak istiyordu. Bana Fellini'nin 'bir yönetmen en baştan yitik bir amaç peşinde koşan kişidir' lafından bahsediyordu. Bir yönetmenin sizi en başından nereye götüreceğini bilmekten çok daha ilgi çekiciydi bu. Ayrıca ilk defa yaptığım bir filmi sevdim."
(Makalede Robert'ın ailesinden, kız kardeşlerinin onu kız gibi giydirmesinden ve onun modellik geçmişinden bahsediliyor.)
"Bu işe ilk başladığımda kibirli oyuncular tarafından reddedilmiştim. Her şeyden önce bir şeyler yazmak istiyordum. Ama sonra çabucak fark ettim ki çok sıkıcı bir yoldayım ve oyunculuk başka şekilde ifade edemeyeceğim şeyleri ortaya dökmemin iyi bir yolu gibi geldi."
(Makalede Vanity Fair filminde kesilen rolünden ve Harry Potter'dan söz ediliyor. Bu işe olan hevesinden ve yaradılışının ona çok fazla rol teklifi sağlayamamasından bahsediyor.)
"Çok yitik bir durumdaydım. Bir işi yaptıktan sonra çok alakasız başka bir iş yapmaya kalkışıyordum. Günlük 30 Avroluk işler. Alacakaranlık teklifi geldiğinde kabul etmekten başka bir seçeneğim yoktu. Menajerim benim için 3 yıl boyunca uğraşıp Amerika'da iş bulamaya çalışmıştı ama hiçbir şans elde edememişti. Aslında bu sektörde altı aydan sonra hala iş bulamadıysan işin bitmiş demektir ama o inancını kaybetmedi. Şimdiye kadar hiçbir rolüm beni büyülemedi ama yine de yaptığım her seçimle kendimi karakterime %150 veririm. "
Bu sonbaharda bitecek olan Alacakaranlık serisi neredeyse onu yiyip bitiriyordu.
"Yeniden ve son kez o dünyaya gireceğim, serinin benim ve seyirci üzerindeki etkilerini merakla bekliyorum. Bu çılgınlığın yavaş yavaş bittiğini hissediyorum. Artık Açlık Oyunları çağına geldik, herkes taze et peşinde!"
Bu aralar Robert Pattinson bir tanesi Irak'ta geçecek olan 5 ayrı proje üzerinde çalışıyor. "Unutulmadan önce bir ya da iki tane berbat iş yapman gerekir," diyerek olayın bilincinde olan Pattinson işler yolunda gitmezse müziğe geri döneceğinden ve Van Morrison'ın, Neil Young'ın albümlerinden esinlenerek şarkılar yapmaya devam edeceğinden bahsediyor. Ayrıca aklında olan bir film ve dizi fikrinden de bahsediyor. Asla yazarlıktan vazgeçmediğini belirtiyor. Başarılı bir fantastik-macera (ve politika) roman üçlemesinden uyarladığı senaryosu üzerinde azimle çalışıyor.
"Şimdilik insanların kulağı bende o yüzden bu fırsatı değerlendirmeliyim. Günümüzde yazarların kariyerleri çok uzun sürmüyor. Ben de bu işi ondan vazgeçemeyecek kadar çok seviyorum."
Dergi taramaları
çeviri: elwiens
RPLife
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder