31 Mayıs 2012 Perşembe

Robert 'Le Petit Journal' Programına Katıldı


Genelde o alkış sağanağı karşılanıyor. Kızlar onun için çığlık atıp kıyafetlerini parçalıyor. Fotoğrafçılar sürekli onun adını haykırıyor. Hadi bu akşam kulaklarının sağlığı için bu tarz aksiyonlardan uzak tutalım. Sessizliğe hoş geldin dünya yıldızı. Robert Pattinson programa hoş geldin.
Robert: Merhaba. Sessizlik *gülüyor*

Programa hoş geldin.
Robert: Teşekkürler.

Bonjour.
Robert: Bonjour.

Oturalım lütfen.
Robert: Bu çok garip.

Öyle mi? Sevdin mi?
Robert: Sanırım... biraz dehşete düştüm aslında. Hiç böyle bir şeyle karşılaşmamıştım. Bu çok ciddi.

İstersen çığlık atabilirler. Öyle olmasını mı tercih edersin?
Robert: Yani eğer sizde istiyorsanız. Ama çok da önemli değil. *seyirci çığlık atıp alkışlıyor* Bu daha iyi. Sanırım bundan daha sıkılmadım.

David Cronenebrg'in yeni filmi Cosmopolis'in başrolünü oynayan 26 yaşında İngiliz bir oyuncusun. Sana zor bir soru soracağım; filmin hal ve durumunu bize bir cümleyle anlat.
Robert: Bunu bir cümleyle açıklamak zor ama... milyarder bir gencin saçını kestirmek için limuziniyle çıktığı yolculuğun hayatını tamamen yerle bir etmesi üzerine. Hikayeyi en basit özetleme şekli bu.


Tamam. Bu bir cümleydi. Peki Fransa'nın yeni Cumhurbaşkanı hakkında ne söylersin?
Robert:  Onu da mı bir cümleyle anlatayım?

Hayır. Onu tanıyor musun?
Robert: Hiç bir fikrim yok.

Adı François Hollande ve o söyledi bir cümleyle seçimleri kazandı.
Finans dünyası yönetimlerin en büyük düşmanıdır.
Finans dünyası. Sence filmlerdeki yerli insanların yerini şimdilerde kötü iş adamları mı aldı?
Robert: Bilmiyorum. Ben olaya o şekilde bakmıyorum... güzel bir cümle ama.

Neden?
Robert: Onun gibi yüksek mevkide birinin bu kadar açık konuşmasından bahsediyorum. Sanki finans sektöründe çalışan herkes ondan nefret edecekmiş gibi geliyor.

Evet. Eskiden seni ergenler severdi şimdi  ise Telerama ve the Inrock and Libération. Bir an da Fransız entelektüel basınının kahramanı oluverdin. Bu hoşuna gidiyor mu?
Robert: Evet, elbette. Ama yaşadığım onca şeyden sonra bu biraz iddialı geliyor. Beş yıl boyunca insanlar bana sürekli sevdiğim yemekleri, mükemmel randevumu ya da buna benzer şeyleri sorup durdular şimdiler ise "Ekonomi hakkında ne düşünüyorsun?" gibisinden sorular geliyor. Bense bu durum karşısında "bilmiyorum, bu konu hakkında hiç birşey bilmiyorum," diyorum.

Konusu açılmışken Alacakaranlık serisi boyunca binlerce röportaj verdin ve bizde şimdiye kadar sana sorulan en sıkıcı soruları bir araya getirdik. Şimdi senden bunları izledikten sonra en çok hangisine sinirlendiğini söylemeni istiyoruz, tamam mı?

Robert: Tamam.

Sorular:
Sen yeni Brad Pitt  misin?
Sen yeni Jude Law mısın?
Rob, sen yeni Robert Redford musun?
Hiç kan içtin mi?
Dikkat et! Yanımda sarımsak var, vampir!
Seks sembolüne dönüşmek nasıl bir duygu?
Cronenberg'le çekim yapmak sende baskı oluşturdu mu?
Bütün vampirler gibi sen de gece yaşamayı seviyor musun?
26 yaşında ünlü olmak zor değil mi?
Bir İngiliz olarak pudingi seviyor musun?
Alacakaranlık çekimleri sırasından sen ve Taylor Lautner arasında bir rütbe sırası olduğu doğru mu?
Bir imza alabilir miyim?
Sen zengin, yakışıklı ve ünlüsün. Başka neye ihtiyacın var ki?
Hey Robert sen kadınların favorisisin.
Kristen'la ne zaman evleniyorsunuz?
Bir kızı ilk kez öptüğünde kaç yaşındaydın?
Hayranlarının sürekli çığlık atması sinir bozucu değil mi?
Fransızca biliyor musun? Hayranların için bir kaç kelime söyleyebilir misin?
Röportajdan sonra ne yapmayı planlıyorsun?

En sıkıcı olan?
Robert: Yaptığım bütün röportajlarda illa ki vardır. Bence normal sorular.

En sıkıcı olanı hangisiydi?
Robert: Bilemiyorum. Genelde... *kulaklığını düşürür* Kafayı yiyorum sanırım! Pek çok insan bana... *seyirci alkışlıyor* Kulaklığımı taktığım için alkış alıyorum sanırım. Pek insan... tonlarca insan bana Alacakaranlık'tan sonra bir kariyerim olup olmayacağını soruyor ki bu tarz şeyleri duymaz hoş bence. Mesela bu soru çok fazla soruldu. "Alacakaranlık'tan sonra başarısızlığa uğratyacağından endişeleniyor musun? 

Dün Marilyn Monroe hakkında çok güzel bir kitap yazmış biri buradaydı ve dinle bak bize ne dedi. 

Eğer Marilyn Monroe şimdi 30 yaşında bir kadın olsaydı kim olurdu. Aklıma ilk gelen isimler: Britney Spears, Paris Hilton, Lindsay Lohan... fikrime katılıyorsan beni durdur. Rihanna...
Françoise-Marie Santucci: Hayır, bunlardan hiçbirini değil. Ama size biraz kıvırarak bir cevap vereceğim, Robert Pattinson. 

Robert: Ona pek fazla iyi seçenek sunmamışsın. Paris Hilton, Britney Spears ya da ben.

Bitirmeme izin vermedi. Daha sırada Scarlett Johansson. Neden sence? bir yorum yapabilir misin?
Böyle düşünüyor çünkü ...
Robert: Göğüslerim yüzünden.

Bence bunu bir iltifat olarak söyledi. Marilyn popüler bir kahraman ve aşırı saygı duyulan biriydi. Bence bu yüzden senin adını verdi. Peki sana son bir soru daha sorabilir miyim? *vampir dişleri takıyor* Sence iyi görünüyor muyum?
Robert: Çok güzel. 

Teşekkürler Robert Pattinson. Neyse ayrılmak istersin? Çığlık? Ufak bir tezahürat? Sessizlik?
Robert: Sessizlik fikri hoşuma gitti belki de sadece mırıltılarla gidebilirim. Sadece mırıldanın. Çok dramatik bir çıkış olur.

Tekrar teşekkürler Robert Pattinson.
Robert: Teşekkürler.

ÇEVİRİ: elwiens

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder