15 Haziran 2012 Cuma

Entertainment Weekly Röportajı (Haziran 2012)

Alacakaranlık Efsanesi: Şafak Vakti - Bölüm 2’yi nasıl açıklarsınız? Hadi Robert Pattinson’a denemesi için bir şans verelim. 26 yaşındaki aktör, serinin bu son filmi hakkında -13 yaş sınırıyla 16 Kasım’da sinemalarda olacak- “Tüm filmlerin toplamından daha farklı,” diyor. Duruyor. İçini çekiyor. Söylemek istediği şeye yaklaşırken öncesinde kekeliyor. (Çekici bir şekilde, çok İngiliz-vari) “Vampirler garipler.” Ve tüm zaman boyunca oldukça da garipleşiyorlar. Pattinson’ın daha geniş bir şekilde anlatmak istediği, Alacakaranlık filmleri her zaman bir ayağını gerçeklikte tutmuştu. (Kız vampirle karşılaşır gerçekliği, her neyse.) Stephenie Meyer’ın 4. ve son kitabı Şafak Vakti 754 sayfa. Birçok başlık ve yeni karakterler… Summit Entertainment bu yüzden filmi ikiye böldü. Bölüm 1 daha çok Bella, Edward ve Jacob’ın yaşamlarıyla kaplıydı. Sizin bu sayfalarda ilk kez göreceğiniz şey, Edward ve Bella’nın kızları Renesmee (Mackenzie Foy, 11).

“Size bir şey söyleyeyim, bu film çok garip,” diye itiraf ediyor 22 yaşındaki Stewart. Bunu açık bir şekilde iltifat olarak söylüyor. “Bu. Tuhaf.” Serinin son iki filmini yöneten Bill Condon, son filmin birbirinden bu kadar farklı olmasının onu her zaman heyecanlandırdığını söyledi. “Ben her zaman Bölüm 1'in iki ayrı bölümü olduğunu düşündüm; romantik ve korku,” diyor. “Fakat bu efsanevi. Bu tam anlamıyla, başlı başına farklı bir şey.”

Hadi Şafak Vakti - Bölüm 2'nin belirgin olan farkıyla başlayalım ve ondan önce gelenlerle. (Evet, evet spoiler!) Bella artık ölümlü hayatını ardında bıraktı, fiziksel ve ruhsal anlamda parlak tenli Cullen’lara katıldı. Taylor Lautner, “Hayranların beklediği en büyük şeylerden birisi – sakar Bella’nın, Kristen’in çok iyi bir şekilde yaptığı atletik ve zarif süper seksi vampire dönüşmesini görmek. Bunu çok ciddiye aldı ve başarıyla altından kalktı.” 

Condon da Lautner’a katılıyor: “Bence bunu görene kadar ne kadar büyük bir başarı olduğunu kavrayabileceğinizi sanmıyorum. Bella’nın lise öğrencisi kızdan, korkusuz bir savaşçıya dönüşmesi harika. Şimdi farklı bir tür o.” 

Stewart, yıllar boyunca rol arkadaşlarını izlemenin Vampir Bella’yı canlandırırken ona yardımı olduğunu söylüyor. “Vampirlerin her versiyonunu biliyorum ve herkesten birazcık bir şeyler aldım,” diyor gülerek. “Ama onun en iyisi olmasını istedim.”

Tabii bu biraz da alışmayı içermiyor. “Kristen benim yakındığımdan 500 kat daha fazla yakındı,” diyor Pattinson vampirleri canlandıran aktörlerin takması gereken sarı veya kırmızı kontak lenslerden bahsederek. “4 yıllık yakınmayı birkaç aya sığdırdı.” (Kristen, Pattinson’ın dalga geçmelerine alışkın olarak sadece iç çekmekle yetiniyor ve EW’ye seri başladığından beri onun da yeşil gözlerinin üzerine kahverengi lens taktığını hatırlatıyor.)

Ağır aksiyon sahnelerinde topuklu ayakkabılarla rol yapmak kolay değildi – Stewart bunun, Bella’nın insan yaşamından vampirliğe taşıdığı bir özelliği olduğuyla ilgili şaka yapıyor.  Ama içindeki kan emiciyi Bella’nın bir dağ aslanını avladığı sahnede oldukça güzel idare etmiş. “Havaya sıçradım ve bir dağ aslanı şeklindeki devasa köpükten yapılmış bir tüple mücadele ettim,” diyor. “İlk defa, ‘Vov! Sonunda gerçekten bir vampiri canlandırıyorum artık’ diyebildim.”

Bella’nın bu yeni vahşiliğinin bir kaynağı da kızı. Renesmee, yarı insan, yarı vampir bebek. Ve hızlı bir şekilde büyüyor. Bölüm 2'nin kalbini yalanlar oluşturuyor. Vampirlerin kural koyucusu olarak bilinen Volturi, yanlış bir şekilde Renesmee’nin çocuk ve insanken vampire dönüştürüldüğünü düşünüyor. Ve bu Meyer’ın vampir dünyasında asla kabul edilmeyen bir şey. Ve geriye Cullen’ları cezalandırmak kalıyor.

Condon, Mackenzie Foy’un deneme çekimi öncesinden bahsediyor: “Bu gerçekten çok önemli bir bölüm. Bir sürü çocuk vardı. Fakat bu bir bakıma ortada gibiydi. Bu bir şeyi gördüğünüzde – bir apartman veya ev –  iyi hissettiren ve sadece onu almanız gerektiğini düşündüğünüz nadir zamanlardan biriydi. Bu şekilde hissettim. ‘Ah, işte bu iyiydi.’ dedirtti.”

Foy, vaktini geçirdiği süper über ünlü oyuncu arkadaşları hakkında o kadar da etkilenmemiş görünüyor. “Onlar çok iyiler,” diyor.

Bill Condon: “Ona karşı harikaydılar. Bu gerçekten Rob’un içindeki babacan yönünü ortaya çıkardı ve Kristen özellikle çok koruyucuydu. Sahneye adapte olmak için derin konsantrasyona girdiklerinde onları bölmek zorunda kaldım.” 

Çocuk yaşta oyunculuğa başlayan Kristen: “Mackenzie ile sohbet etmeye bayıldım. Setteyken çocukların akıllarından neler geçtiğini hep merak ederim. O gerçekten de benim oyunculuğa başladığım yaşa çok yakın.”

Pattinson sette bu kadar genç birisiyle olmanın nasıl bir şey olduğundan bahsetti: “Hepimiz hemen hemen aynı yaştayız ve birbirimize karşı artık o kadar da kibar değiliz. Mackenzie etraftaysa sesimizin tonunu düşürmek zorundaydık. Küçük bir küfür kavanozu vardı ve sanırım 850 dolar falan kazandı.”

Küfürleriyle tanınan Stewart'a küfür kavanozuna sadık kalıp kalmadığını sorduğumuzda “Uh, hayır,”  diyor.

Kristen, 11 yaşındaki bir oyuncuya karşı anne rolünde oynamanın zor olduğundan bahsediyor: “Renesmee ile olan ilişkim bu dünyanın temelini oluşturuyor ve onunla bağlantı kurabilmeliydim çünkü buna gerçekten çok inanıyordum.” 

Bella ve Renesmee’nin bağı gerçekten özel ve doğaüstü bir iletişim yolları var. “Bu gerçekten hoş bir ilişki, diyor ve Pattinson’a ve kendisine bu kadar benzeyen bir aktris olan Foy ile çalışmayı anlatmaya devam ediyor. “Ellerimiz bile aynı görünüyor,” diyor Stewart. “Bu gerçekten çok garip. Fakat ne kadar yardımcı olduğu düşünüldüğünde de komik geliyor. ‘Oh, selam, aynı benim gibi görünüyorsun çocuk. Hadi!’ der gibi.”

Jacob, seriyi Bella’ya aşık olarak geçiren kurt adam, yenidoğan Renesmee’ye mühürlendi. “Mühürlenmek”, kurtadamların aniden ruh eşlerinin kim olduklarını keşfetmeleri anlamına geliyor. Geçmişte, Lautner, tüm bu metafiziksel olayları kafa karıştırıcı bulduğunu söylemişti. Ancak Stephenie Meyer ile konuşmak ve kitapları incelemek onu bu konuda rahatlatmış. Bir çocuğa aşık olmayacağını öğrendiğinde… “Herkes bununla ilgili benimle kafa buluyor,” diyor Taylor Lautner. “Herkes bunun çok komik olduğunu düşünüyor ve ben de onlarla birlikte gülüyorum fakat kafamı bu konuda rahat tutmak, bunun basit bir ömür boyu bağ olduğunu düşünmek benim için önemli. Herkesin üzerine şakalar yaptığı tüyler ürperten şeylere yakın bile değil.” 

Bu ‘herkes’ Pattinson’ı da içeriyor. Söylemeye gerek yok… “Oh, bunu TV’de canlı olarak yapmasını sabırsızlıkla bekliyorum,”  diyor Pattinson Lautner’a neşeli bir gevezelikle. “Ona kadınlarla ilgili zevklerinin değişip değişmediğini sordunuz mu? Onları ilk kez bir arada gördüğümde (Taylor ve Mackenzie’yi – Jacob ve Renesmee), gerçek anlamda kahkahalarıma engel olamadım. Durmak mümkün değildi.”

Lautner kararlı bir şekilde ekliyor: “İnsanların tüm bu mühürlenme olayıyla ilgili çok mutlu olacaklarını düşünüyorum.”

Şaka bir yana mühürlenme bu aşk üçgenine güzel bir çözüm yolu sunuyor. Bir kere Jacob’ın kalbi Renesmee’ye bağlı. “Bence Bölüm 2 harika çünkü Jacob’ın daha önce hiç görmediğimiz farklı bir yanını göreceğiz,” diyor Taylor. “Her zaman tek bir hedefi vardı: Bella ile olmak. Burada ise, o mutlu! Çok daha rahat ve komik. Aşk üçgeni olayı çok gergindi ve o üçlü ilişki hala var fakat ilişkileri tamamıyla farklı bir şekilde.”

Şafak Vakti - Bölüm 2, Volturi ve Cullen Klanı'nın arasındaki bir savaşı içeriyor. Ve tabii destek için çağrılmış bir sürü yeni vampiri… Bu Condon için adeta bir meydan okumaya dönmüş çünkü herkesi sadece bir öğle yemeğine toplamak bir saat sürüyormuş. “Şafak Vakti’nin ilk bölümü kritik anları içeriyordu: Düğün, hamilelik, doğum ve ölüm. Temiz bir yol vardı. Şimdi burada 23 yeni vampiri tanıtacağız ve yüzlerce ekstra Volturi de var. Biz sadece aynı berraklığa sahip olduğumuzdan emin olmak istiyoruz.” 

“Savaş sahnelerine bir müzikal gibi davranmak lazım,” diyor Condon. “Her şey ritimde bitiyor.”

Belki. Fakat filmin doruk noktasını çekmek ekibe göre yine de kabus gibiymiş.

“Herkes gittikçe delice davranmaya başladı,” diyor Stewart gülerek. “O sahne filmde çok hızlı bir şekilde geçiyor fakat çekimleri çok uzun sürdü. Çok fazla diyalog ve çekilecek çok şey vardı. Bir sürü insan ve onların hikayesi.” Çoğu aksiyon sahnesi stüdyoda çekildi ve çekimler birkaç ay sürdü. Ardından bunu denemeler ve tekrar çekimleri izledi. “Aman Tanrım. Hayatımı sahte karla kaplı bir alanda ve yeşil ekran önünde geçirdim,” diyor Stewart. “Sahte kar lenslerin altına bile girdi. Hatta akciğerlerimize. Korkunçtu. Filmimizin sonuydu ve hak ettiği o yüksek seviyeye ulaşması önemliydi. Fakat evet, bu aklınızı başınızdan alan bir deneyim.”

Team Twilight sonunda ortaya çıkanın tüm bu çabaya değdiğini söyledi ve biz de onların sözünü kabul ettik. Ayrıca, fanlara yakın zamanda görüntü yayınlanacağıyla ilgili bilgiler de verdiler. Pattinson: “Filmin sonu çok sevimli. Güzel bir son var. Bittiğinde izleyen herkes ağlamaya başladı. Bu son seriye büyük bir saygı gösterisiydi.”

Stewart da katılıyor: “Bill filmin sonunda gerçekten manyakça bir şey yapmaya karar verdi. Hayranlar tam anlamıyla kafayı yiyecek!”

Tartışmasız. 16 Kasım’da sinemalarda…

Çeviri: Tuba @ Twilightfan FD
Dergiden yazıya aktarım: RobertPattinsonUK | Robstenation
Not: Çevirideki düzenlemeler KStewartfans-TR'ye aittir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder