24 Haziran 2014 Salı

Brisbane Times Röportajı (Haziran 2014)

The Rover hakkında iyi kritikler geleceğinden emin olan Pattinson bu konuda oldukça mutlu görünüyor: "Çünkü filmi gerçekten çok seviyorum," diyor ve konu performansına geldiğinde, "hala üzerine çalışılması gereken bir şey olduğunu düşünüyorum ve bu bir süre sonra sinir bozucu oluyor, değiştirebileceğim şeyler hakkında düşünmek falan," diyor.

Senaryoyu okur okumaz karakteri kendine yakın hissetmiş: "Belki de rahat bir rol olduğu içindir, çünkü o karakterle istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz. Ona her türlü özellik ekleyebilirsiniz. Ama bilmiyorum, okuduğum anda kafamda o sesi duymaya başladım, yürüyüşünü bile hissettim... bu durum oyunculuğa başladığımdan bu yaana başıma yalnızca 3-4 defa geldi."

Çekimlerden önce Pearce ile karakterleri üzerine çalışma fırsatı bulayamayan Pattinson "Sanırım [çekimlerden] bir yıl önce seçmelere katılmıştım ve David'le [karakterim hakkında] çok fazla sohbet ettik. Karakterimi nasıl canlandıracağım dair kafamda çoktan bir fikir oluşturmuştum zaten. Ama çenemi kapatıp [David'in] ne yapmak istediğini anlamaya çalıştım, korkutucu bir süreçti." diyor ve karakterini yansıtış şeklinin Pearce'e garip geleceğinden korktuğunu belirtiyor. "Fakat ortaya harika bir sonuç çıktı."

Pattinson, filmde abisini canlandıran ve yer aldığı her filmde adeta bukalemun gibi bambaşka bir görüntüyle ortaya çıkan Scoot McNairy hakkında şunları söylüyor:  "Scoot'ın en komik yanı onu filmlerde tanıyamıyorsunuz. Geçen gün onunla Argo filmden söz ediyorduk, o filmde yer aldığını fark etmemişim bile. Hiç bilmiyordum," diyor kahkahalara boğularak. "Bütün sohbet boyunca şaka falan yapıyorum sanmış."

Kendisi hakkında yapılan eleştirileri çok dert etmiyor ve bazı konularda oldukça mütevazı: "'Kariyer oluşturmak' ya da benzeri bir şey yapmak konusunda iyi miyim bilmiyorum doğrusu ama ne yapmak istediğimi biliyorum. Büyük filmler bulmak ve onlarda rol almak konusunda pek iyi sayılmam." Alacakaranlık'tan sonra bunu söylemesi garip olsa da aslında belirtmek istediği şey "Süper kahraman filmlerden çok fazla teklif almıyorum," oluyor.

Şöhrete atıfta bulunduğu için Life filminde yer aldığını iddia eden insanlara cevaben: "Bu filmin ilgimi çekmesinde ne James Dean'in, ne şöhretin, ne de başka bir şeyin payı var," diyor. Dennis Stock rolünü canlandırmak istemesindeki nedeni "kötü bir baba olduğu için. Ve siz böyle bir deneyimi genç karakterlerde yaşayamıyorsunuz. [Dennis Stock] çocuğunu sevmiyor ya da sevemiyor ve bu ona bir nevi acı veriyor," diye açıklıyor.

Film [Life] aynı zamanda sanatın tutarsızlığını da konu ediyor, Pattinson bu konuda: "Az da olsa ego savaşı var, geriye kalan her şey ise kıskançlık; kim daha iyi bir sanatçı, kim özne, kim asıl sanatçı," diyor.

Pattinson'ın fotoğrafçılık konusundaki görüşü "biraz garip," oluyor ve dijital baskı anlayışından hoşlanmadığını belirtiyor. Ayrıca paparazzilerle yaşadığı deneyimlerin fotoğrafçılığa ilgi duymakta ona yardımcı olmadığını da ekliyor: "Fotoğrafçılara karşı çok negatif duygular besliyorum, hem de türlü şekillerde. Bu nedenle onlardan birini canlandırmak oldukça ilginçti."

Ekim ayında, Fransız yönetmen Olivier Assayas'ın yöneteceği Idol's Eye'da Robert De Niro ile çalışmaya hazırlanan oyuncu: "Bu proje hakkında gerçekten ama gerçekten çok heyecanlıyım," diyor.

Ve ayrıca rol alacağı bir başka proje; Brady Corbet tarafından yönetilecek 1. Dünya Savaşı döneminde geçen bağımsız film The Chilhood of a Leader'in çekimlerinin de Eylül ayında yapılması bekleniyor. "Brady'i yaklaşık 10 yıldır tanıyorum, kendisi muhteşemdir ve senaryo da olağanüstü görünüyor."

Corbet, onunla görüştüğümüzde Pattinson'ın çok beğendiği filmlerde yer alarak o filmlerin yapımına ünüyle katkıda bulunmasına minettar olduğunu söyledi. Bunu konu ettiğimde Pattinson gülüyor ve elindeki gücü ima ederek "Bakalım bu ne zamana kadar sürecek," diyor.

Blogumuz adına çeviriyi yapan: elwiens
Kaynak linki belirtilmediği sürece blogumuzdan çeviri alınması kesinlikle yasaktır.
Kaynak | RPLif

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder