9 Haziran 2014 Pazartesi

Hello Dergisi Röportajı (Mayıs 2014)

Cannes'ın baskısı hoşuna gidiyor mu?

Kesinlikle. Çok farklı bir enerjisi var ve öyle sadece stüdyodan arkadaşlarının falan bulunduğu bir gala da değil. Film hakkında yorumlarda bulunacak insanlar var. Bu çok heyecan verici. İnsanlar daha ilgili ve izledikten sonra da film hakkında konuşuyorlar, yani tek amaçları filmi izleyip de ardından yapılacak olan partiye katılmak değil; filmleri gerçekten izlemek istiyorlar.

The Rover'da, karakterin Rey silah kullanmayı öğreniyor. Silahlarla aran iyi midir?

Pek sayılmaz, çok hoşuma giden bir şey değil. Bence insanların silah taşıması biraz tuhaf, yani salakça (güler). Yani, bence herkes silahlardan topluca kurtulsun.

Filmlerdeki şiddet içerikli sahneler hakkında ne düşünüyorsun?

Şiddet içerikli filmleri pek sevmem. Bana iğrenç geliyor. Bilmiyorum - bir filmde birine işkence edilmesini görmek istemem açıkçası.

Filmde Guy Pearce ile birlikte oynadın. Keyifli miydi? Yoksa korkutucu mu?

Hayır, ama o kadar güçlü ki, sizi hırpalarken bayağı bir canınızı yakıyor (güler). Ve neredeyse film boyunca hep böyleydi.

Kendisi iyi bir aktör olarak biliniyor. Bu senin için önemli bir şey mi?

Evet, yüzde yüz. Bazı aktörler, film eleştirilerini okumadıklarını ve umursamadıklarını söylüyorlar, bana kalırsa uyduruyorlar. Herkes diğer insanların kendisini iyi bulup bulmadığını merak eder.

Avustralya taşralarında çekim yapmayı sevdin mi?

Bayıldım. Çok değişikti, kilometreler boyunca boş araziler vardı ve bu çok huzur vericiydi.

Tek başına olmayı ve açık alanları sever misin?

Evet, açık alanları severim. Ve muazzam yıldızları da.

Bugünlerde istediğin kadar yalnız olabiliyor musun?

Şey, evet ama o şekilde değil. Yani gerçekten yalnız olmak gibi değil.

Alacakaranlık Serisi gibi patlama yaratan filmlerle işin bitti mi artık?

Tüm olay doğru bir yönetmenle çalışmak. Henüz ortada bir şey yok. Yapmak istemediğimi söylemiyorum fakat büyük bütçeli filmlerin çekimleri çok zaman alıyor yani böyle bir projede yer almak için o işi gerçekten, gerçekten ama gerçekten çok istemelisiniz. Üstünüzde bir sürü baskı kuruluyor ve her zaman ilginç rollerde oynama şansınız da olmuyor, özellikle genç erkeklerin. Sürekli aynı döngü yaşanıyor.

Günümüzde birçok çizgi roman uyarlaması yapıldı. Peki sen hangi karakteri canlandırmak isterdin?

Küçükken bile çizgi romanlara ilgim yoktu yani onlarda beni çeken bir şey yok. Ve ayrıca sürekli egzersiz gerektiren bir iş. Fazla uğraştırıcı (güler).

Olivier Assayas'la yeni projen hakkında söyleyebileceğin bir şeyler var mı?

Chicago'da, fark etmeden mafyaya paravanlık eden bir dükkanı soyan bir hırsız çetesi hakkında gerçek bir hikaye. Aslında oldukça basit bir hikaye ama öylesine dolu dolu yazılmış ve hikayeyi o kadar iyi yansıtmış ki... Aşırı gerçekçi ve olayları olduğu gibi aktarıyor. Çok harika, gerçekten çok harika.

Peki sence o film seni Cannes'a geri getirir mi?

Umarım. Cannes filmi gibi duruyor fakat aynı zamanda bayağı şiddet içerikli. Ama klasik serseri filmlerinden çok daha değişik olacak, ki bunu yapmak biraz güçtür.

Alacakaranlık için şarkı besteleyip söylemiştin. Birgün bir albüm yayınlar mısın?

Yapmak isterim ama yayınlar mıyım emin değilim. Eleştirilerle başa çıkamıyorum ve zaten oyunculuk konusunda birçok eleştiri alıyorum. Bir de müzik konusunda da eleştiri almak ister miyim, bilemiyorum.

Blogumuz adına çeviriyi yapan: Nur Güven
Kaynak linki belirtilmediği sürece blogumuzdan çeviri alınması kesinlikle yasaktır.
RPLife  

Tarama

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder