17 Mayıs 2014 Cumartesi
David Michôd Premiere Dergisine 'The Rover' ve Robert Hakkında Konuştu
Animal Kingdom'la yakaladığın büyük başarıdan sonra hangi yönetmen olsa ülkesini bırakıp Amerika'da yeni bir şeyler deneme çabası içine girerdi ama sen bunu yapmadın. Bunun sebebi ülkene duyduğun bağlılık mı yoksa bu sıçramayı yapmanı sağlayacak kadar ilgi çekici bir proje bulamamış olman mı?
David Michôd: Açıkçası filmi nerede çekeceğiniz ya da ne anlatacağınız önemli değil, asıl önemli olan onu nasıl çekeceğinizdir. Hollywood'un bana sağladığı inanılmaz imkanlara rağmen ikinci filmimin kontrolünü olabildiğince elimde tutmak istedim fakat kısa sürede anladım ki bütün bir film süreci üzerinden A'dan Z'ye kontrol sağlayamazdım. Böylece kendi senaryom üzerinde çalışma kararı aldım.
The Rover'ın senaryosunu Animal Kingdom'da beraber çalıştığın Joel Edgerton ile birlikte yazdın. Bu fikir nerden çıktı?
David Michôd: İlk başkta Joel ve benim amacım, Joel'in kardeşi ve aynı zamanda yönetmen olan Nash için bir film yazmaktı. Başlangıç fikri çok basitti: "Çöldeki arabalar" Bu kadar basitti işte. Nash bir dublör olduğu için bu fikir onun için mükemmel olur diye düşünmüştük. Joel ile birlikte hikayenin fikrini oluşturduk, ardından ben kendimi eve kapatıp senaryonun ilk taslağını yazdım. Ve hemen ardından bu bebeği artık Nash'e vermek istemediğimi anladım!
Eğer bir Avustralyalıysan ve çölde geçen, apokaliptik bir yol hikayesi filmi çektiysen ister istemez Mad Max ile karşılaştırılıyorsun. Bununla nasıl baş edebildin?
David Michôd: Mad Max, sinema tarihimizin en önemli yapımlarından. Bu film herkesi şaşkına uğrattı, küçük bir bütçeyle muhteşem işler yapabileceğimizi gösterdi ve Amerika'da bu denli sevilmesi insanları rahatsız etse de film her sahnesinde Avustralya kimliğini konuşturdu. Nasıl bu denli iyi olunur? Bunun tek cevabı Mad Max hakkında düşünmemektir. Evet, The Rover pek çok farklı şekilde kategorilendirilebilir - yol filmi, bilim kurgu, western - ama ben bu filmin gerçekten yeni ve eşsiz bir şey olmasını istedim.
Duyduğuma göre henüz senaryo yazım aşamasındayken aklında Guy Pearce varmış...
David Michôd: Evet, çünkü Animal Kindgdom'daki işbirliğimizi sevmiştim. Guy, aşırı yetenekli biri, yönetmenine dünyanın en güzel piyanosunu çalan bir virtüöz izlenimi verebiliyor. Ve yarattığımız notalar büyüleyiciydi! Ayrıca 40 yaşlarında bir adam arıyordum, ne çok genç ne çok yaşlı. Sert ve tehlikeli görünen ama aynı zamanda bu kayıtsızlığının ardında masumiyet barındıran birini arıyordum. Guy bunu mükemmel şekilde ortaya koydu.
Peki ya Pattinson?
David Michôd: Rob'la, The Rover'ı çekeceğimi henüz bilmediğim bir dönemde tanışmıştım. Animal Kingdom vizyona girdikten sonra Los Angeles'ta tanıştığım 400.000 kişiden biriydi. (Gülüyor) Onun hakkında hiçbir şey bilmiyordum, Alacakaranlık filmlerini izlememiştim - gerçi hala izlemedim. Her neyse birkaç arkadaşım [Robert'ın] çok ilginç bir adam olduğunu söyledi. Zekası beni etkiledi, enerjisi de keza öyle ama tanıştığımız gün yüzüne bakıp kaldım. Tipik bir genç adamla karşılaşmayı bekliyordum; güzelliğinin sıkıcı bir hal aldığı adamlardan... ama tam tersine suratı büyüleyiciydi, kesinlikle sıradışı bir yüze sahip. Tanışmamızın ardından film için oyuncu seçimine başladık, bir sürü aktörle görüştüm, bazıları çok tanınmış isimlerdi fakat Rob'un deneme çekimleri muhteşemdi ve çok dokunaklıydı. Filmde gerçekten yer almak istiyordu, bunu görebiliyordunuz. Benim için bu çok önemli bir şey.
The Rover sert filmlerden biri gibi görünüyor, güneşin etkisiyle kavrulmuş, tahminimce çekimlerde çok zorlanmışsınızdır.
David Michôd: Bizim için bu zor bir süreçti çünkü ıssız yerlerde, yakıcı güneşin altında çekim yapıyorduk. Sıcaklık bazen 45 dereceyi buluyordu. En büyük olay da Adelaide'dan 8 saat uzaklıkta hiçliğin ortasında kamp kurmamızdı. Telefon ya da internet bağlantısı yoktu, koskoca kasaba sadece tek bir telefon hattı kullanıyordu. Orada 3 hafta geçirdik ve bu ortam bize delicesine hoş görünmeye başladı.
Blogumuz adına çeviriyi yapan: elwiens
Kaynak linki belirtilmediği sürece blogumuzdan çeviri alınması kesinlikle yasaktır.
Fransızca'dan İngilizce'ye çeviren: @SomeLostBliss
RPLife
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder